Bankacılık sektörünün iklim karnesi olarak tanımlanan, Türkiye’nin en büyük 17 bankasını iklim değişikliğiyle ilgili 5 kriterde değerlendirildiği “Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı” raporu yayımlandı.
Söz konusu 5 kriter, bankaların fosil yakıt varlıkları veya yatırımları, temiz enerji yatırımları, net sıfır, karbon ayak izi ve karbon nötr için hedef belirlenmesi, çevresel, sosyal ve yönetişimsel uygulamalar ve benzer derecelendirmeler başlıkları altında toplandı.
Rapora göre, Akbank, Garanti BBVA, HSBC Grup, ING Grup, Türkiye İş Bankası, QNB Finansbank, Yapı ve Kredi Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası olmak üzere Türkiye’de 8 banka kömürü finanse etmeyeceğini açıklarken, geri kalanların böyle bir beyanı bulunmuyor.
Bankaların neredeyse yarısının “karbon nötr” veya “net sıfır” hedefi olmasına rağmen, uzun vadeli bu hedeflerin destekleyici kısa vadeli planlamalarına ilişkin bilgi bulunmuyor.
Raporda, neredeyse her banka sürdürülebilirlik alanında çalışmalar yürüttüğüne fakat bu kapsamda hazırlanan sürdürülebilirlik raporlarının yeknesak olmadığına ve farklı metriklere göre hazırlandığına dikkat çekiliyor.
Türk bankacılık sektörünün iklim değişikliğinin yarattığı riski tam olarak ele almak için daha kat etmesi gereken çok yolu olduğu ifade edilen rapor, karbon ayak izi ve yenilenebilir enerji yatırımlarında hedef açıklayan bankaların bu hedeflerini bilim temelli bir yaklaşıma uygun olarak, kısa vadeli, ölçülebilir ve her şeyi kapsayan planlarla desteklemediğini gösteriyor.
“Bireyler, bankaların iklim krizini fonlamasını önleyecek güce sahip”
İklim İçin 350 Derneği Türkiye Temsilcisi Efe Baysal, rapora ilişkin değerlendirmesinde, iklim kriziyle mücadelede adil bir ekonomi ve yaşanabilir bir yeryüzü için bankalara büyük sorumluluk düştüğünü belirterek, “Bankaların başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara finansal kaynak sağlamaktan vazgeçmesi, iklim krizine sebep olan, havayı, suyu, toprağı kirleten projelerin durması için çok önemli bir adım. Aynı zamanda Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine giden yol, emisyonlarda en büyük paya sahip enerji sektörünün dönüşümü için finansal sistemlerde yapılacak köklü değişikliklerden geçiyor.” ifadelerini kullandı.
Banka müşterilerinin bireysel mevduat hesaplarının toplam finansman gücünün farkına varmasını ve bankalarından kömürden çıkışa yönelik bir adım atması için talepte bulunmasını sağlamak amacıyla İklim İçin 350 Derneği tarafından başlatılan “Dumansız Para Sahası” imza kampanyasını anımsatan Baysal, şunları kaydetti:
“Banka müşterilerinin birikimlerinin gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için kullanılmasını talep etme hakkı var. Bireyler, bankalarının iklim krizini fonlamasını durdurabilecek güce sahip. Bu kampanyayla öncelikle henüz kömürden çıkışla ilgili bir adım atmamış bankaların net taahhüt vermesini istiyoruz. Sonrasında, mevcut fosil yakıt yatırımlarını sonlandırmalarını, net sıfır için hedef tarihlerini ilan etmelerini, uzun ve kısa vadeli tüm planlarını ölçülebilir ve denetlenebilir olarak açıklamalarını bekliyoruz.”