Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, 2023 öngörülerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
DEİK olarak, dünyanın dört bir yanındaki 151 iş konseyi ile ticari diplomasi faaliyetlerini yürütürken, küresel bir projeksiyonla sürecin nabzını tuttuklarını ve çalışmalarını dünyada yaşanan değişim ve dönüşüme göre kurguladıklarını anlatan Olpak, küresel resesyon ihtimalinin çok yüksek sesle dillendirildiği, bazı ülkeler için negatif büyüme trendinin dahi oluşabileceği bir süreçte DEİK ve Türk iş dünyası temsilcileri olarak, yeni dinamiklere göre en doğru pozisyonu almak ve Türkiye’yi dünyadan pozitif ayrıştırmak için çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
Türkiye ekonomisinin 2021 yılındaki yüzde 11,4 büyüme performansının ardından 2022’ye de güçlü bir başlangıç yaparak yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 7,7 büyüdüğünü hatırlatan Olpak, şöyle devam etti:
“Üçüncü çeyrekte ise küresel resesyon riski beklentisinin ülkemizi de etkilemesi sebebiyle büyüme oranımız yüzde 3,9’a gerilemesine rağmen yüzde 5 olan yıllık büyüme hedefini yakalamamız hala mümkün. Dolayısıyla küresel ekonomiye baktığımızda Türkiye’nin dünyadan pozitif ayrıştığını ve küresel olumsuzluklara rağmen yükselişini sürdürdüğünü görüyoruz.
İhracat tarafında da yıla çok iyi başlamıştık. 2021’deki yüzde 33’lük artıştan sonra ocak ayında da yüzde 20 oranında bir ihracat artışı ile 2022’ye iyi bir adım attık. Ancak yılın ikinci yarısından sonra başta Avrupa olmak üzere ana ihracat pazarlarımızdaki daralma, elbette Türkiye’nin de ihracatını olumsuz yönde etkiledi. Gelen sipariş iptalleri neticesinde sene başında yüzde 20 olan ihracat artış oranımız ocak-kasım döneminde yüzde 14’e kadar geriledi. Ancak bu küresel olumsuzluklara rağmen yılın 11 ayında 231 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı başardık.”
“2023 yılı için ihracat hedefimiz 265 milyar dolar”
Nail Olpak, Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefinde küresel resesyon beklentisi ve ihtimali de göz önünde bulundurularak daha dengeli bir artış oranı öngörüldüğünü, bir yandan küresel resesyon riski sebebiyle talebin azalması ihtimali bir yandan da enflasyon oranlarındaki gerilemeye bağlı olarak fiyatların aşağı yönlü değişecek olmasının 2023 yılı için ihracat hedefinin 265 milyar dolar olarak belirlenmesinde etkili olduğunu kaydetti.
2022 yılının ikinci yarısından itibaren başlayan küresel yavaşlamanın, 2023 yılında da devam etmesini öngördüklerini ifade eden Olpak, şunları kaydetti:
“Küresel açıdan değerlendirdiğimizde, bölgeler bazında ele alacak olursak Amerika kıtasının büyümesinin yavaşlamasını ancak negatif büyüme oranlarının görülmeyeceğini düşünüyoruz. Türk iş dünyası için dış ticarette en önemli pazar olan Avrupa bölgesinde ise hem enerji krizinin devam etmesi hem de yüksek faiz ve yüksek enflasyon ortamı ile bir miktar daralma yaşanabilir. Hatta 2023 yılı için bazı ülkelerde negatif büyüme oranları görmemiz de söz konusu olabilir. Asya kıtasının ise Çin’in ‘sıfır Kovid’ politikasından vazgeçmesi sebebiyle nispeten daha olumlu bir büyüme oranı göstermesini bekliyoruz.”
Böylesine zorlu bir küresel görünüm altında Türkiye için önemli risklerden birinin de Avrupa kıtasındaki yavaşlama olabileceğine dikkati çeken Olpak, “Çünkü AB bölgesi, hem sanayi üretimimiz hem de ihracat açısından bizim için yüzde 50’lik payı ile kritik öneme sahip. Ancak madalyonun diğer yüzüne bakacak olursak özellikle enerji krizi Avrupa’daki üretimin Türkiye’ye kayması gibi bir fırsatı da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla 2023 yılına ilişkin ihracat hedefimizde Avrupa’yı tüm dinamikleriyle ele alarak çok daha yakından takip etmeli ve alternatiflerimizi de bu bakış açısıyla hızla belirlemeliyiz.” diye konuştu.
Olpak, Türk iş dünyasının güçlü sanayisi ile birlikte fırsatı kazanca çevirmek için hazırlıklarını yapması, kapasitesini bir adım ileriye taşıyarak potansiyelini bir kez daha göstermesi gerektiğini kaydetti.
“İhracat hedefimiz için Asya ve Amerika’ya odaklanmalıyız”
DEİK Başkanı Olpak, 2023’ün Türkiye için her alanda yeni bir yüzyılın başlangıcı olduğunu belirterek, “Elbette Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında nasıl bir ihracat performansı göstereceğimiz ise dış ekonomik ilişkiler ekseninde nasıl bir vizyon doğrultusunda yeni dönemi planlayacağımıza, sanayideki dönüşüme, dijitalleşme ve yeşil ekonomi gibi alanlarda atacağımız adımlara bağlı olarak gelişecek.” dedi.
Son 20 yılda Türkiye’nin ve iş dünyasının olarak önemli adımlar attığını ifade eden Olpak, “Bunun önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi için dünyanın üretim üslerinden biri olmaya devam etmeliyiz. Tabii üretimde de katma değeri artırmamız gereken bir sürece başlıyoruz. Yüksek katma değer anlayışını benimseyerek bu bakış açısını neredeyse her iş alanına ve lokomotif sektörlerimize taşımak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Olpak, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm gibi ciddi değişimlerin olacağı yeni bir döneme girildiğine işaret ederek, Türkiye’nin her iki alandaki fırsatları çok iyi değerlendireceğini, böylece daha katma değerli üretim ve ihracat yapabileceğine olan inancını dile getirdi.
Türkiye’nin, potansiyelini harekete geçirdiği takdirde başta ihracat olmak üzere çok önemli bir sıçrama yapabileceğini vurgulayan Olpak, şunları kaydetti:
“2023 yılı ihracat hedefimize ulaşabilmemiz için Avrupa’da yaşanabilecek yavaşlama ihtimaline rağmen Asya ülkeleri ve Amerika kıtasına odaklanılarak, yani biraz daha uzak pazarlara erişimi artırarak bu hedefimizi de yakalayabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle dış ticaret açığımızın büyük bir kısmını verdiğimiz Çin ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleri, DEİK olarak 2023 yılında en önemli gündem maddelerimizden birisi olacak. Siyasi ilişkilerimizin ve dolayısıyla ikili ticaretimizin son dönemde yavaş seyrettiği Orta Doğu ülkeleri de radarımızda. Kuzey Afrika ülkeleri ile ticaret ve yatırım ilişkilerimizi artırmak da 2023 yılındaki ticari diplomasi ajandamızın merkezinde olacak. DEİK olarak biz de Türk özel sektörü adına üstlendiğimiz ticari diplomasi misyonu çerçevesinde, dünyanın dört bir yanında daha fazla ticaret yapmak için iş dünyamızın ‘kuzey yıldızı’ olmaya ve Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin güçlü geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.”