Bilgisayar bilimleri ve programlama eğitimlerini tüm dünyada erken yaşlarda yaygınlaştırmayı hedefleyen, birçok önemli şirketin fonları ve destekleri ile kurulan code.org’un Türkiye Sorumlusu ve Global Ortağı, Robincode Bilişim Teknoloji ve Girişimcilik Derneği Kurucusu, TOBB Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu Eş Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Gözde Erbaz ile teknolojinin hayatımızdaki konumunu, çocukların bilgisayar bilimlerine bakışını, girişimciliğin inişli-çıkışlı yollarını konuştuk.
code.org ve robincode.org aracılığıyla erken yaşta yazılım eğitimleri ile bilgisayar bilimlerini yaygınlaştırmaya dair çalışmalar yürütüyorsunuz. Kariyer yolculuğunuz bu alanla nasıl kesişti?
Ben mühendis bir baba ile sonuç odaklı, yenilikçi ve realist bir annenin kızıyım. Bu özellikler genlerle bana geçmiş olacak ki seksenli yıllarda oynadığım; Uzay 1999 ile uzaya gideceğimize, Voltran ile robotların var olacağına, Jetgiller ile uçan arabalara ve daha birçok gelecek teknolojilerine hep inandım. Sonra fizik, kimya, matematik beni çok zorlasa da eğitimimde önemli rol oynadı. Mesela şimdiki aklım olsa ileri fizik okumayı çok isterdim. Üniversite, yüksek lisans vs. inişli çıkışlı üç farklı bölüm okudum, iki yarım yüksek lisans, dört üniversite, bir dünya sertifika…
Kendi şirketimi evimin bir odasına kurduğumda daha “home ofis” kavramı bile yoktu. Hoş ofis tutacak param da yoktu, bir yedi-sekiz yıl fırtınalarla, dev dalgalarla boğuştum. Ama hayallerim vardı. Jetgiller gerçek olacaktı! Olmadı, olsun ne yapalım. Dünyayı, yenilikleri sıkı takip ederim. Mesela Mark Zuckerberg, Bill Gates, Steve Jobs, Coco Chanel gibi isimlerin yalnızca nasıl başardıklarını değil kahveyi kaç şekerli içtiklerini bile bilirim. İçimi acayip bir hırs kaplar, “Yaparsın Gözde” derim. Matematik hocamın bir sözü hep aklımdadır, “10 almayı hedefle o zaman 8’i rahat alırsın”. Çok çalışıp çok okuyunca dünyanın gidişatını anlayıp rotanı belirlersin ya, işte o hesap, teknoloji kullanan değil teknoloji üreten olmak istedim. Şimdi de herkesin teknoloji üretebilmesi için çalışıyoruz.
Robincode’un kuruluş hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?
Teknoloji üretme amaçlı bilişim teknolojileri ve siber güvenlik konularında markalarımızı yaratırken fark ettik ki nitelikli insan kaynağı sıkıntısı bilişim sektöründe çığ gibi büyüyor. Aslında bu sorun her alanda mevcut. Dünyayı araştırdık; ne yapıyorlar, aynı problem var mı, çözümleri nedir? 2014 yılında code.org dikkatimizi çekti. Herkes için bilgisayar bilimleri, herkes öğrenebilir misyonu ile çocukluktan itibaren bilgisayar bilimleri öğretmeyi, algoritmik düşünce yapısını yani neden sonuç ilişkisi kurma ve problem çözme odaklı olmayı öğretiyorlar. Teknoloji hızla ilerliyor fakat nitelikli teknoloji üreten insan yetişmiyor ve bilişim dünyasında o dönem var olan sistemlerin sürdürülmesi için tüm dünyada bir milyon bilişimciye ihtiyaç vardı.
Çocuklarımızı bilgisayar bilimleri öğrenmeye teşvik etmeliyiz. Geleceğin dili kodlama vs. derken kızım ve arkadaşları için birkaç mühendis arkadaşımız bir eğitim düzenledi. Bu eğitimi alan çocuklar çok şanslı, peki ya bu eğitime ulaşamayacak çocuklar? Ülkemizin teknoloji üretebilmesi için birlikte yaratma kültürünü geliştirmek, her çocuğa bilgisayar bilimleri eğitimi alanında eşit fırsat sunabilmek için bu işin Robin Hood’u olmaya karar verdik. 2015 yılında robincode.org’u kurduk. Müthiş bir başarı, MEB iş birliği ile kodlamayı müfredatımıza soktuk. Teknoloji devleri ile yüzlerce proje yaptık. Biz bilgisayar bilimleri dünyasının o ulaşılamaz, açılamaz kapısına açıl susam açıl dedik ve başardık. Binlerce öğretmen ve milyonlarca çocuğa, Türkiye’den Silikon Vadisi’ne, oradan Japonya’ya kadar gittik, hikâyemizi paylaştık, ödüller aldık, büyüdük ve öğrendik.
2016 yılında dünyanın en büyük erken yaşta bilgisayar bilimleri platformu code.org Türkiye sorumlusu ve ortağı olduk.
Code.org tüm dünyada teknoloji devi sayılan markalarla iş birliği içerisinde çalışıyor. Türkiye ayağındaki gelişmeleri detaylandırır mısınız?
code.org ile MEB müfredatına da kodlama eğitimi girdi. Milyonlarca öğrencimiz kod yazıyor, binlerce öğretmenimiz teknoloji eğitimlerini öğreniyor. Ülkemiz dünyada code.org platformunu kullanarak kod yazan Amerika’dan sonra en başarılı ülke ve bu başarı hepimizin. Yapay zekânın öğretmenler tarafından öğretilmesini sağlayan bir platform kurduk ve yine Milli Eğitim Bakanlığımız katılan ilk ülkelerden oldu. Ülkemizde dev şirketlerle yapılan iş birliği sayesinde projeler gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Teknolojiye dair terimler günümüzde oldukça popüler olsa da gelişim süreci uzun yıllar alıyor. Yakından gözlemleme fırsatı yakalamış biri olarak toplumların teknolojiye yaklaşımı hakkında neler söylersiniz?
Ülkemiz teknoloji kullanandan üreten olmaya doğru büyük adımlar atmaya hazırlanıyor ama işi zor. Genç nüfusumuza teknoloji üretmeyi, yapay zekâyı doğru ve etik kullanmayı öğretirsek birçok ülkeyi geçeriz. Çoğu ülke, yeni teknolojileri toplumla karşılaştırmadan önce algıyı yayıyor aynı Jetgiller gibi… Teknoloji, insanlara hizmet ettikçe anlam kazanıyor. Yasaklamalarla yol alınmaz. Örneğin, New York valisi okullarda ChatGPT’yi yasakladı. Biz hiç yasaklamadık.
Sürat çağına doğan çocukların yetenekleri de teknolojiyle harmanlanıyor. Çocukların teknolojiye bakışı değişiyor mu?
Çocuklar teknolojiyi kullanmıyor, yaşıyor. Bizim neslin internet yokken geçmiş bir hayatı var ama onların yok. Yapay zekâ teknolojileri ile çocuklar için başka bir dönem başlıyor. Onlar teknolojiyi eğitip ona hükmedecek!
Teknolojinin doğru kullanımı düşünce sistemlerimizi de şekillendiriyor. Analitik bakış, çoklu düşünme gibi özellikler çocukların eğitim hayatına da etki ediyor mu?
Unutmayın her şeyin matematiği var. Analitik düşünmek zorundasınız, hayat böyle bir şey. Yaşınız, mesleğiniz ne olursa olsun bilgisayar bilimleri öğrenin, bu sizi sonuç odaklı olmaya yönlendirir ve problemleri daha kısa yoldan çözersiniz. Çocuğunuz bir kodlama dilini bilmezse yapay zekâyı nasıl eğiteceğini öğrenmezse tıpkı İngilizce bilmeyen bir insan gibi eksik kalır. Hangi mesleği seçerse seçsin teknoloji her yerde.
Eğitimlerinizde hangi yaş aralığına ağırlık veriyorsunuz?
Önceliğimiz beş ila on yaş arası gruplar.
Bir girişimci olarak geçtiğiniz yollara baktığınızda Türkiye’de bir girişimciyi neler bekliyor?
Ben iyi ki Türkiye Cumhuriyeti’nde doğdum. Çok şanslıyım çünkü benim Atam Mustafa Kemal Atatürk ve açtığı yol bilimin yolu. Yüz yıllık bir cumhuriyetin ilk yüzyılında bu ülkede yaratığımız etki ile bilim teknoloji ödülü alıp dünya devleriyle iş birliği yaptıysak bizim inişli çıkışlı aktif ülke dinamiklerimiz sayesinde. Biz Türk girişimcileri her tür kriz anına doğuştan hazırız. Asla paniklemeyiz; çünkü biliriz, “muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur”.
Genç girişimcileri zor günler bekliyor. Sadece ülkemizde değil dünyada da hayal görmek ve hayal kurmak arasındaki farkı iyi anlayan başaracak.
Dünya ölçeğinde yazılım alanında bizleri neler bekliyor?
Yapay zekâyı nasıl yönetip kendinize göre nasıl özelleştireceğinizi acil öğrenmemiz gerekiyor. O bize hakim olmadan biz ona hakim olalım. Jetgilleri izlemeye devam!
Röportaj: Ezgi Aydoğanoğlu