Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışma, 2016 yılından bu yana işçi maliyetlerindeki artışın katma değer artışının gerisinde kaldığını ve bu durumun ücret artışları için yeterli finansal alan sağladığını ortaya koydu.
Katma Değer İçindeki Emeğin Azalması
TEPAV Kalkınma Politikaları Direktörü Ekrem Cünedioğlu’nun liderliğinde yapılan çalışma, emeğin katma değer içindeki payının 2016’dan bu yana azaldığını ve 2019 sonrasında bu azalmanın hızlandığını vurguluyor. Yüksek enflasyonun ve bozulan enflasyon beklentilerinin, fiyatlamadaki bozulmayı tetikleyerek kâr marjlarını artırdığı ancak buna bağlı olarak ülkedeki bölüşüm probleminin derinleştiğine dikkat çekiliyor.
Asgari Ücret Artışının Yetersizliği
Çalışmada, 2016 sonrası personel maliyetlerindeki reel artışın, reel katma değer artışının altında kalmasının bölüşüm sorununa kaynaklık ettiği belirtiliyor. Ayrıca, sadece asgari ücrette artış yapmanın sorunu çözmeye yetmeyeceği ve bu durumun “asgari ücretlileşme” eğilimini beslediği ifade ediliyor. Özellikle 2023’ün üçüncü çeyreğinde kayıt dışı istihdam oranının yüzde 27,2 ve atıl işgücü oranının yüzde 22,3 olduğu unutulmamalıdır, ki bu durum işçinin pazarlık gücünü azaltmaktadır.
Bölgesel Satın Alma Gücü Farklılıkları ve Öneriler
Çalışmada, ücretlilerin durumunu iyileştirmek için geniş kapsamlı bir yaklaşım önerilirken, asgari ücret politikalarında bölgesel satın alma gücü farklılıklarının dikkate alınabileceği vurgulanıyor. İstanbul’daki ortalama ücretin satın alma gücü düzeltmesi yapıldığında yirminci sıraya gerilediği ve iller arasındaki fiyat düzeyi farklarının gelir ihtiyacını etkilediği üzerinde duruluyor.
Asgari Ücretin Haneler İçin Önemi
Cünedioğlu’nun çalışmasında, asgari ücretin haneler için önemine de vurgu yapılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak yapılan analiz, 2022 verilerine göre asgari ücretin girdiği 4,15 milyon hanede 16 milyon kişinin yaşadığını gösteriyor. Özellikle sadece bir asgari ücretlinin gelir getirdiği hane sayısının 2,95 milyon olduğu belirleniyor. Çalışmada, asgari ücretin sosyal dışlanma riskini azaltacak düzeyde olması gerektiğine ve bu hanelere öncelik verilmesinin önemli olduğuna vurgu yapılıyor.