Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar açıklamasının ardından, merkez bankalarının kar-zarar dinamiklerini ele aldığı bir blog yayımladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan açıklamada, 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar edildiği ve bu durumun, merkez bankalarının finansal performanslarının para politikasının başarısını ölçmede bir gösterge olmadığını vurguladı. Merkez bankalarının kar amacı gütmeden, fiyat ve finansal istikrarı sağlama hedefleri doğrultusunda hareket ettikleri, kar veya zararın bu hedeflerle doğrudan bir ilişkisi olmadığı belirtildi.
Kar-Zarar Olgusunun Değerlendirilmesi
TCMB’nin analizine göre, merkez bankaları, hükümetlerin ekonomik politikalarını destekleyici araçlar olarak işlev görür ve bu süreçte dönemsel zararlar yaşanabilir. Özellikle 2008 finansal krizi ve Covid-19 pandemisi gibi olağanüstü dönemlerde merkez bankalarının zarar etmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Bu zararlar, genellikle politika hedeflerine ulaşmak için yapılan müdahalelerin bir sonucu olarak değerlendirilmekte ve bu durumların geçici olduğu ifade edilmekte.
Global Karşılaştırmalar
Analizde, dünya genelinde merkez bankalarının karşılaştığı benzer durumlar incelenmiş ve bu bankaların, faiz oranlarının yükselmesi gibi dönemlerde zarar açıklama eğiliminde olduğu belirtilmiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde döviz kuru dalgalanmalarının merkez bankalarının finansal sonuçları üzerinde önemli bir etkisi olduğu vurgulanmaktadır. Bununla birlikte, bu zararların merkez bankalarının operasyonlarını sürdürmelerini engellemediği, çünkü bu kurumların finansman için yerel para birimi ihraç edebileceği ve sermaye düzenlemelerine tabi olmadığı belirtilmiştir.
TCMB Özelinde Değerlendirme
TCMB’nin özellikle kur korumalı mevduat ürünlerine ödenen faizler ve kur farkları nedeniyle büyük zararlar açıkladığı, ancak bu durumun genel operasyonel sağlığı üzerinde doğrudan bir etkisi olmadığı ifade edilmiştir. Pandemi sonrası dönemde genişleyici para politikaları ve düşük faiz oranları gibi önlemlerin, merkez bankalarının bilançolarındaki menkul kıymetler kaleminin büyümesine neden olduğu, ancak bu politikaların zamanla merkez bankalarının mali durumlarında değişiklikler yaratabileceği belirtilmiştir.