Şengün & Partners Avukatlık Ortaklığı Kurucusu ve Şengün Grup Yönetim Kurulu Başkanı Av. Nedim Korhan Şengün, henüz kamuoyuna duyurulmamış Türkiye menşeli yeni küresel avukatlık organizasyonu CCS Law House hakkında ipuçlarını paylaştı.
Röportaj: Ezgi Aydoğanoğlu, Selin Ünverdi
Merhaba Korhan Bey, aslında sizinle iş dünyası ve hukuk sektörüne dair uzun bir röportaj yapma planımız vardı. Ancak sizin küresel bir avukatlık organizasyonu kuracağınıza dair bir duyum alarak odağımızı CCS Law House’e çevirdik. CCS Law House aslında Şengün Grup bünyesinde tasarladığınız bir uluslararası network konumundaydı. Süreç içinde nasıl bir yapılanma gerçekleşti, gizliliği yoksa anlatır mısınız?
Merhaba Ezgi Hanım, Selin Hanım. Aslında gizli demeyelim, kapalı diyelim, hâlâ kamuoyuna açıklanmasına dair bazı şerhler var, evet haklısınız, bir network idi ve hâlâ TÜRK kökenli bir uluslararası network kurma çalışmalarımız var, ancak geçmişten bu yana küresel bir avukatlık organizasyonu kurma fikrim vardı, günlük yoğunluk nedenleri ile beni mutlu eden çalışmalar gerçekleşmedi, o nedenle rotayı network’a çevirdik ama bir yandan da ofis dışından Küresel Hukuk Çözüm Merkezi oluşturacak özel bir ekip kurduk. Tam söylemek gerekirse üç yıl önce özel kapalı bir çalışma grubu kurduk, içlerinde Türk ve farklı uluslardan yabancılar vardı ve çalışmaya başladılar. Ofiste sadece benim bildiğim, bazen özel ilişkilerin devrede olduğu kapalı bir yapı idi, bazen kapalılığı abartmış olabiliriz.
Bu yapıyı Türk hukuk dünyasında kurmak zor değil mi?
Aslında bu yapıyı Türk hukuk dünyasında kurmuyoruz. Şöyle demek daha doğru; bu yapıyı Türkiye menşeli olarak Türkiye’den başlatıyoruz. Türkiye’nin de içinde çok aktif olacağı küresel bir yapı. Aslında asıl amacım, Anglo-Amerikan dünyasında olan benzerleri gibi küresel bir Avukatlık yapısı kurmaktı, meslektaşlarım kızmasınlar, böyle bir yapı ülkemizde yok, bazı yasal zorluklar da var zaten, ancak sonuçta böyle bir yapı yok. Şengün & Partners olarak çok yoğun ve kapsamlı küresel bağları ve iş birlikleri olan bir yapıyız, Türkiye’de bizim gibi yapılar var, doğrudan yabancı küresel büroların yerel iş birlikleri yaptığı ofisler var, yoğun olarak yabancı müvekkiller ile ya da yabancı hukuk büroları ile çalışan ofisler var, ama bilinen küresel bir yapı yok. Amaç bunu kurmak.
Bu fikrin temellenmesi nasıl gerçekleşti?
Dediğim gibi yabancı sermayenin, yabancı müvekkillerin, yabancı hukuk bürolarının içindeyiz, Legal 500 üyesiyiz, asıl patlama diyelim, Türkiye’ye ALSP’yi getirirken oldu. Çünkü dünya çapında yaklaşık 40.000 Avukatlık ofisine mail gönderdik, bu muazzam bir çalışma ve maliyet idi, kısmi örnek vereyim, Mısır’dan, İtalya’dan, Portekiz’den, Almanya’dan, BAE’den, Rusya’dan, Kosta Rika’dan, Azerbaycan’dan, İngiltere’den dönüşler oldu ve anlaşmalar yaptık. Fakat en önemlisi bize görülmemiş muazzam bir ağ yaratmasıydı, önümüzde dünyanın her bölgesine rahatça ulaşabileceğimiz var olan ağımızın da ötesinde çok büyük bir ağ oluştu, işte tam burada bu fikir bende olgunlaşmaya başladı, derhal ofis dışından gizlilik taahhüdü veren bir ekiple başladık, zamanla ihtiyaca göre ekip gelişti. Bu çalışmalar ofis içinde de paylaşılmadı. Tamamen dışarıdan yürüttük, bazı farklı hukuk alanlarından gelen arkadaşlarımız, öğretim üyeleri katıldı, sistemin içinde olacak yabancı kurumlar ile istişarede bulunduk. Artık çalışmalar tamamlandı diyebiliriz, sanırım Haziran ya da Temmuz ayı içinde kamuoyu ile paylaşacağız.
Yapının işleyişini detaylandırabilir misiniz?
Tabii ticari sırlar çerçevesinde konuşabilirim, küresel bir yapı ofislerin birleşmesi ya da Franchise yöntemi ile Polycentric veya Swiss Verein yöntemleri kullanılarak oluşturulur genellikle, aslında hibrit yöntemler de kullanılıyor, biz de son belirttiğim iki modeli biraz sentezleyerek uyguladık, mevcut yapıların dışında özel bir uluslararası yapı kurmaya çalıştık, sisteme yeni alışkanlıklar da getirmeye çalışıyoruz, site üzerinde çalışılıyor, yaptığımız işe, müvekkile ve bilumum işleyişimize dair reklam yasağı uygulayacağız, bir rahatlık ortamı olacak, özel danışmanlıklar modeli uygulayacağız.
Elbette 100 yıllık 200 yıllık Anglo-Amerikan bürolarına bir anda ulaşma imkânımız yok, aynısı olacağız gibi bir cümle kurmayacağım. Farklı bir yöntem farklı bir sistem farklı bir tarzla kuruluyor. Son olarak sadece şunu söyleyebilirim. Türk avukatlığı geldiği noktada son derece yeterli ve yeteneklidir. Gerekli olan cüret, cesaret, özgüvendir. Bu da bizde vardır.
Sanırım bu kadar yeter, yeterli olmalı…
Henüz kamuoyu ile paylaşılmamış bir yapı için bize aktardıklarınız çok değerli. Teşekkür ederiz.