Tuğba BİRGÜL
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Nadir Küpeli, “Enflasyon, en büyük sorunlarımızdan biri” diyerek, mevcut enflasyonist ortamın şirketlerin mali dengesini ciddi şekilde bozduğuna dikkat çekti. Küpeli, “Enflasyon nedeniyle rakamlarımız büyüyor, ancak reel verilere baktığımızda birçok göstergede gerileme yaşadığımızı görüyoruz. Bu durum, geleceği görmemizi engelliyor. Uzun vadeli planlama yapma imkânı kalmadı. Şimdi, birçok sektörde günübirlik ya da hatta saatlik kararlar almak zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.
Enflasyonist ortamın, yeni yatırımların azalmasına yol açtığını vurgulayan Küpeli, “Yatırıma yönelmesi gereken sermaye birikimi, yüksek faizler nedeniyle bankalara yöneliyor. Ülkemiz, sıcak para cenneti haline geliyor, ama bunun ekonomimize pek bir faydası olmuyor. Faizler düştüğünde gelen para, yatırıma dönüşmediği için hızla ülkeyi terk edecektir. Sanayiciler, yaptıkları yatırımlara kısa vadeli bakmaz; her şey uzun vadeli bir perspektif gerektirir. Eğer sanayi kesimi sürekli yeni yatırımlar yapmaz ve üretim teknolojisini yenilemezse, rekabet gücünü hızla kaybeder” değerlendirmesinde bulundu.
Küpeli, 2023 yılının zorlu geçtiğini belirterek, “Dünya genelindeki tüm pazarlarda yaşanan talep azalması sanayimizi olumsuz etkiledi. Bunun yanı sıra çevremizdeki ülkelerdeki savaşlar ve askeri gerilimler, bu durumun yakın ihracat pazarlarımıza yansıması da olumsuz oldu. Geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan ve on binlerce insanımızı kaybettiğimiz depremin yarattığı büyük ekonomik maliyetler, ardından gelen seçimler ve ekonomik alandaki radikal politika değişiklikleri, iç pazardaki kısıtlayıcı tedbirlerin etkisiyle, EYT uygulamasının devreye girmesiyle ortaya çıkan iş gücü açığı gibi faktörler, tüm sanayimizi derinden etkiledi. Zor bir yılı geride bıraktık, ancak 2024 yılının ortasına geldiğimiz bu dönemde bile, bu etkiler hâlâ devam ediyor” hatırlatmasında bulundu.
EYT’den Oluşan İş Gücü Açığını Telafi Edemedik
Küpeli, EYT düzenlemesinin sanayide ciddi bir iş gücü kaybına neden olduğuna dikkat çekerek, “EYT düzenlemesinin uygulanmasıyla birlikte, mesleğinde ustalaşmış binlerce yetişmiş iş gücünü aniden kaybettik. EYT kapsamına giren herkes, hemen emeklilik talebinde bulundu. Geçen yıl itibarıyla, çalıştığımız iş gücü ve emekli istatistiklerine bakıldığında büyük bir dalgalanma yaşandığını görebiliriz. Eskişehir gibi sanayi kentlerinde bu dalgalanma çok daha belirgin oldu. EYT’den kaynaklanan nitelikli iş gücü açığını sanayimiz bir türlü telafi edemedi” dedi.
“40-45 Yaşında En Verimli Çağında İnsanları Emekli Ettik”
Üretimdeki aksamalara da değinen Küpeli, “Sosyal güvenlik sisteminde alınacak kararların tüm etkilerinin çok iyi hesaplanması gerektiğine inanıyorum. Popülist söylemler, ekonomiye ciddi zarar veriyor; bu da geri dönülemez yeni kapılar açarak, kendi ekonomimize durduk yere büyük zararlar vermemize yol açıyor” şeklinde konuştu. Küpeli, “Ülkemizdeki emekli-çalışan oranı, günümüzde 1,7 kişiye düşmüş durumda. İdeal standart ise 4 kişi. Batılı ülkelerin ortalaması ile bizim durumumuz arasında büyük bir fark var. 40-45 yaşında, en verimli çağındaki insanları emekli ettik. Çalışması gerekenler şimdi sistem dışına çıktılar. Bizim ülke olarak çalışana ihtiyacımız var. Sosyal güvenlik sistemi ve ekonomi bütçesi bu yükü kaldıramaz; şu anda emekliler de aldıkları maaşlardan mutlu değiller. Umarım bir çıkış yolu bulunur, ancak bu kararın acısını tüm ülke olarak birlikte çekeceğiz” ifadelerini kullandı.
Dünya Büyük Değişimlerin Eşiğinde
Dünyanın büyük bir değişim sürecinden geçtiğini vurgulayan Küpeli, teknolojideki dönüşüm, iklim değişiklikleri, artan nüfus ve göç hareketleri, Uzak Doğu ülkelerinin yükselişi gibi faktörlerin dünya ekonomisinde büyük güç kaymalarına neden olduğunu belirtti. Bu değişim ve dönüşüm sürecinin hızının arttığına ve yeni büyük dönüşümlere kapı araladığını da sözlerine ekledi. “Normal zamanlarda belki on yıllarca sürecek değişimler, hızlandırıcı faktörlerin aynı anda devreye girmesiyle, değişimlerin süratini artırıyor” dedi.
“Bazı Denizlerin Dalgası Çok Büyük Olacak”
Küpeli, “Denizlerdeki dalgalanma durulmayacak; şu anda tüm denizler şiddetli bir şekilde dalgalanıyor ve ekonomiler etkilenmeye başladı. Bazı denizlerin dalgasının çok büyük olacağını öngörüyorum. Özellikle Uzak Doğu’da önemli gelişmeler olabilir. Türkiye olarak tarih boyunca bu tür çalkantılara ve zorluklara alışığız. Bu değişimlerin etkileriyle baş edebileceğimize gönülden inanıyorum. Ancak yeni döneme adapte olabilmek için düşünce kalıplarımızda büyük bir değişim yapmamız gerekiyor. Karar alıcılar ve bizler, gemimizi iyi idare edersek, Türkiye olarak bu süreçten ekonomik ve birçok açıdan güçlü bir konumda çıkacağımıza inanıyorum. Yeter ki en büyük sorunlarımızdan biri olan enflasyona bir an önce çözüm bulalım” dedi.
“EOSB’yi Büyütmek İçin Bir İmzaya Takıldık”
Küpeli, OSB’lerin genişlemesine yönelik bürokratik süreçlerin daha da azaltılması gerektiğinin önemine vurgu yaparak, “Ülke olarak sanayimizin odak noktaları olan OSB’lerimizi hızlı ve kolay bir şekilde büyütmek durumundayız. Eskişehir OSB, bugün 34 milyon metrekare ile tek yönetim altında idare edilen en büyük OSB’lerden biri. Yeni yatırımlar için 1.190 hektarlık tarıma elverişli olmayan ve sanayileşmeye uygun bir alanı OSB ilan etmek için 3 senedir çalışıyoruz. Ancak bir kuruma ve imzaya takıldık. Eskişehir sanayisinin en az 2050 yılına kadar büyümesini garanti altına alacak bu süreç için verilen emeğe ve kaybolan zamana üzülüyorum. Zamanında onay verilse, 10 birim maliyetle bitecek iş, aradan geçen zaman nedeniyle belki de bugün 100-150 birim maliyete çıkacak. Sürekli kendi kendimize yeni engeller çıkarmak için uğraşıyoruz. Bu nedenle OSB’lerimizin her yönüyle daha fazla desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Yatırım Konuşmak İçin Gelen Var Ama ‘Nihai’ Karar Yok”
Küpeli, bu yılki yatırım teşvik verilerine bakıldığında enflasyonist ortam ve yatırımcıların geleceği yeterince görememesi nedeniyle yeni yatırımlarda önemli bir azalma trendinin yaşandığını belirtti. “Rakamlar ortada. Yatırım temposu çok ciddi düştü. Eskişehir OSB olarak her yıl ortalama 500 bin metrekareden fazla yeni yer tahsisi yapardık. Ancak 2024 yılının 6’ncı ayını geride bıraktık ve henüz tek bir yeni arsa tahsisi yapılmadı. Yerli ve yabancı yatırımcılarımız gelip yer soruyor, başvuruda bulunuyorlar, ancak nihai yatırım kararı noktasına gelen ve sonuçlanan başvuru yok. Herkes bilgi alıyor, görüşmeler yapıyoruz ama yatırımlara başlamak için kimse gerekli adımı atmıyor. Şu anda sadece önceki yıllarda anlaşma ve satış yapılmış, yatırım ve inşaat çalışmaları başlamış yatırımlar belli bir tempoda devam ediyor” dedi.
Küpeli, Eskişehir OSB yönetimi olarak bazı yabancı yatırımcı kuruluşlarla önemli görüşmeler yaptıklarını da belirterek, “Son zamanlarda ağırlıklı olarak yüksek teknolojiye dayalı havacılık ve savunma sanayi sektöründeki yabancı yatırımcılar kapımızı çalıyor” ifadesini kullandı. “Özellikle Çin, Güney Kore, Tayvan ve Japonya gibi ülkelerle kendimizi daha iyi anlatmalıyız” diyen Küpeli, “Bu ülkelerden buraya yatırım yapmak için gelmeye hazır büyük bir sermaye ve sanayi gücü var. Yatırımcılar Türkiye’yi önemli bir köprü ve üretim noktası olarak görüyorlar. Bu fırsatları kaçırmadan, ‘Kuşak Yol Projesi’nin en önemli aktörlerinden biri olarak bu avantajlarımızı iyi değerlendirmeliyiz. Yatırım teşvik sistemimizi daha cazip hale getirmeliyiz. Türkiye, her yıl en az 25-30 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımını çekebilecek kapasitede” şeklinde yorumda bulundu.