Denizyolu taşımacılığı dünyanın bir kıtasından başka bir kıtasına yüklerin güvenli ve sürdürülebilir taşınmasını sağlayan, tarihten bugüne küresel ticaretin omurgası işlevi gören ve bugün küresel tedarik zincirinde yaklaşık %90 payı olan stratejik bir taşıma modudur.
Yüksek kapasiteli konteyner gemilerle büyük hacimlerde ürünlerin taşınmasının yanı sıra, ticaretin küreselleşmesi, tedarik zincirinin etkin seyretmesi, maliyetlerin azaltılması ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir yaklaşım ortaya konması yönüyle de denizyolu taşımacılığı dünyada kritik bir role sahiptir.
Küresel eksende geniş liman ağına ve çok fazla rotaya sahip olan denizyolu taşımacılığı, tedarik zincirinin daha etkin planlamasını sağlayarak ticaretin akışına katkı sunmaktadır. Dolayısıyla dünyadaki tüm ihracatçı ve ithalatçının erişebileceği pazar alternatiflerini aynı zamanda arttırmaktadır.
Serbest ticaretin arttırılmasına bağlı olarak küresel pazarlara daha fazla erişim denizyolu taşımacılığının önemini daha fazla ortaya koymaktadır. Diğer yandan konteyner gemileri ile büyük hacimli taşıma kapasitesinin sağlanması, birim maliyeti düşürerek ticaretin tüm taraflar için daha sürdürülebilir olmasına olanak tanımaktadır.
Ülkeler arası politik ve ticari değişiklikler denizyolu rotalarını ve ticari akışı etkileyebilir. İki veya daha fazla ülke arasındaki uluslararası gerilimler gemi hareketlerini, sigorta maliyetlerini, liman operasyonları ve buna bağlı tüm tedarik zincirini etkileyebilir.
Bugün küresel denizcilik, ağırlaştırılmış ticaret politikaları ve jeopolitik gerilimler dahil olmak üzere birçok zorlukla başa çıkmaya çalışıyor.
2022 yılında deniz ticaret hacmi % 0.4 düşerken, UNCTAD, deniz ticaret hacminin 2024-2028 yılları arasında ılımlı bir büyüme göstereceğini öngörüyor. Aynı şekilde metrik ton cinsinden ölçülen küresel konteyner hacmi 2022 yılında %3.7 seviyelerinde düşerken, UNCTAD, 2024- 2028 yılı için %3’lük bir büyüme öngörüyor.
Elbette 2022’deki deniz ticaretinde yaşanan zayıf büyümeyi tetikleyen çeşitli küresel faktörler oldu. Covid 19 salgını, Ukrayna savaşının yol açtığı aksaklıklar, şirketlerin üretim kapasitelerinin daralması, yaşam maliyeti krizine dünya genelinde yol açan yüksek enflasyon bu faktörlerin ana damarlarını oluşturuyor.
Covid 19 salgınının deniz ticareti üzerinde önemli ölçüde olumsuz bir etkisi oldu. Virüsün yayılma hızını yavaşlatabilmek adına sınırların ve üretim tesislerinin kapatılması veya üretimin azaltılması ekonomik faaliyetlerin kısıtlanmasına ve uluslararası ticaretin aksamasına neden olmuştur. Yük belirsizliğin olduğu bir konjonktürde konteyner gemi hatları hizmet planlamasında çeşitli gecikme ve aksaklıklar yaşamıştır. Yanı sıra limanlarda çalışma saatlerinin azalması, işgücü ve ekipman problemleri var olan akışın aksamına ve gemi liman sürelerinin uzamasına neden olmuştur.
Tüm bunları değerlendirdiğimizde son beş yıllık süreç (2019 – 2024), deniz ticaretinin öneminin belki de en iyi anlaşıldığı bir dönem olarak tarihte yerini alacaktır.
Konteyner gemi hatları,talebin düştüğü dönemlerde gemilerini iptal ederek, kalkışını geciktirerek mali etkilerine karşın önlem almaktadırlar. Alınan bu önlemlerle, piyasadaki arz-talep dalgalanmalarının denizcilik sektöründe artık yapısal bir karşılığı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu değişkenliği destekleyici mahiyette, Sea Intelligence’ın verileri doğrultusunda sefer programı güvenilirliğine baktığımızda pandemi sonrası 8 günlere çıkan gemi bekleme süreleri, bugün hala pandemi öncesi 4 gün gemi bekleme süreleri seviyesine inememiştir.
Denizyolu yüzyıllardır dünya ticaretinin ana omurgasını oluştururken, son yıllarda ABD ve Çin ile başlayan jeopolitik gerilimler tedarik zincirinde sapmalara neden olmuştur. Bu sapmalar ülkeleri yeni stratejilerle beraber farklı pazar ve taşıma modeli arayışlarına yöneltmiştir. Batı ekonomisi başta olmak üzere enerji, teknoloji gibi stratejik alanlarda batılı ekonomiler Çin’e olan bağımlılıklarını azaltma çabaları son dönemlerde daha fazla öne çıkmaktadır ve gelecekte de bu yaklaşımın devam edeceği tahmin edilmektedir.
Clarksons Reseach’ün 2024 yılı Ocak ayı Seaborne Trade Monitor yayınına göre dünya denizyolu yük taşımaları 2023 yılında %3 artış göstererek 12,3 milyar ton olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Böylesine büyük bir ticaretin, üç tarafı denizlerle çevrili ve ticaret yollarının doğal geçiş noktası konumunda olan Türkiye, taşımacılık yönünden kilit rol oynamaktadır.
Küreselde olduğu gibi, denizyolu ile yapılan taşımacılık Türkiye’nin hacim açısından en yüksek paya sahip taşımacılık modudur.
Türkiye, kıtalar arası konumu çerçevesinde bölgesel ulaştırma koridorlarının geliştirilmesine yönelik birçok girişime destek vermektedir. Bunlardan en önemlisi Orta Koridor projesidir. Türkiye’den başlayarak Kafkaslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve ÇHC’ye ulaşan Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridor, tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması projesinin en önemli öğelerinden birini oluşturmaktadır.
Orta Koridor ülkemizden başlayarak demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla sırasıyla Gürcistan, Azerbaycan ve Hazar Denizine, buradan da Hazar geçişi kullanılarak Türkmenistan-Özbekistan- Kırgızistan veya Kazakistan güzergahını takip ederek ÇHC’ye uzanmaktır. Bu kapsamda Bakü, Aktau ve Türkmenbaşı limanları Hazar geçişinde kombine taşımacılık için kullanılmaktadır.
Orta koridor rotası etkin kullanıldığı takdirde halen yıllık 600 milyar ABD doları tutarında olan Avrupa – Çin ticaret trafiğinden Orta Asya ülkeleri ekonomik anlamda fırsatlar yaratabilecektir.
İstanbul, Mersin, İzmir, Kocaeli,Tekirdağ, Bursa gibi sanayinin en yoğun olduğu bölgelerde yer alan limanlar, denizyolu taşımacılığı açısından büyük önem teşkil etmektedir. Bu limanlar,Asya ve Avrupa arasında denizyolu, demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla küresel ticaretin akışkan noktası haline gelmiştir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü 2023 İstatistik Bültenine göre, limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı bir önceki yıla göre %1,5 artarak 12 milyon 556 bin 401 TEU olarak gerçekleşti.
2023 yılında 22 liman başkanlığının idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde konteyner elleçlemesi kapsamında ilk sırada Ambarlı limanı tesislerinde toplam 3 milyon 170 bin 430 TEU konteyner elleçlenmiştir. Bu skoru sırasıyla Kocaeli, Mersin, Tekirdağ, Aliağa ve diğer limanlar takip etmektedir. İlk beş liman başkanlığında elleçlenen 10 milyon 558 bin 406 TEU konteyner, toplam elleçlenen konteynerlerin %84,1’ini oluşturmaktadır.
Limanlarımızda elleçlenen yüklerin kargo tiplerine bakıldığında, hacim olarak ilk sırada olan sıvı dökme yükleri, katı dökme yükler, konteynerde taşınan yükler ve ardından genel kargo yükleri takip etmektedir.
Türkiye’nin ihracatıyla ekonomik açıdan büyümesinde deniz ticareti merkezi bir rol oynamaktadır.
Antik çağlardan günümüze önemini kat be kat arttırarak gelmiş deniz ticaretinin bugün dünyanın en stratejik taşıma modu olduğu gerçeğinden yola çıkarak, kıtaları birbirine doğal olarak bağlayan Türkiye’nin bu devasa pazardan daha fazla ekonomik fırsatlar geliştirebilmesini arzu ediyoruz.
Kaynaklar
seaintelligence.com
mfa.gov.tr
denizcilik.uab.gov.tr
unctad.org