Akdeniz’in Geleceği ve Tektonik Hareketler
Akdeniz, zamanın etkilerinden kaçamayan bir bölge olarak, varlığını sonsuza dek sürdüremeyecek gibi görünüyor. Dünya’nın iki büyük tektonik plakası, süper ağır çekimde çarpışırken, Akdeniz’in uzak gelecekte gezegenimizden kelimenin tam anlamıyla silinme ihtimali oldukça yüksek.
Gezegenimizin kıtaları, yavaş ama sürekli bir değişim sürecindedir. Dünya’nın kabuğu, yarı akışkan üst manto üzerinde hareket eden tektonik plakalara ayrılmıştır ve bu durum, kıtaların kademeli olarak yeniden düzenlenmesine ve zaman içinde çeşitli jeolojik özelliklerin oluşmasına neden olmaktadır. Mevcut kıtalar (Afrika, Avrasya, Amerika gibi) kesinlikle kalıcı yapılar değildir. Kıtasal düzen, geçmişte büyük ölçüde değişmiştir ve tektonik plakaların hareketi sayesinde gelecekte de değişmeye devam edecektir.
Akdeniz’i Tehdit Eden Yaklaşma
Afrika (Nübye) levhasının Avrasya levhasına doğru kademeli olarak çarpması, şu anda Akdeniz’e yönelik en büyük tehdit olarak değerlendirilmektedir. Yaklaşık 100 milyon yıl önce, bu iki levha birbirine yaklaşmaya başladı ve aralarındaki okyanus havzaları yavaş yavaş kapandı. Avrupa’daki Alp Sıradağları da bu çarpışmanın bir sonucu olarak meydana geldi. Elbette, bu jeolojik hareketler hızlı bir şekilde gerçekleşmiyor; milyonlarca yıllık zaman dilimlerinde gerçekleşiyorlar. En hızlı hareketler bile yılda yalnızca birkaç milimetre hızında ilerliyor. Ancak, sonunda Akdeniz, yeni bir süper kıtanın oluşumu sırasında iki levha arasında sıkışma riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Bildiğimiz şekliyle Avrupa, Afrika levhasının altına kayabilir ve bu durum, Akdeniz’in ortadan kaybolmasına neden olabilir. Ancak bu, Dünya’nın tektonik levhalarının nasıl değişeceğine dair olası senaryolardan yalnızca biri olarak öne çıkıyor. Levha tektoniğinin karmaşık ve dinamik doğası nedeniyle, gelecekteki süper kıtaların alacağı şekli kesin olarak tahmin etmek oldukça zordur.
Tarih, Akdeniz’in oldukça tehlikeli bir konumda olduğuna dair bazı işaretler sunuyor. Yaklaşık 5,97 milyon yıl önce, Messinian tuzluluk krizi olarak bilinen bir olay sırasında, Akdeniz yaklaşık yarım milyon yıl boyunca geniş bir tuzlu havzaya dönüşmüştü. Deniz seviyelerindeki değişiklikler, Atlantik Okyanusu’nun Cebelitarık Boğazı’ndan Akdeniz’e akmasını imkansız hale getirerek, bu bölgeyi hayati su kaynağından mahrum bıraktı. Akdeniz bölgesi, gezegenin nispeten sıcak ve kuru bir alanında yer aldığından, bu tür değişikliklere karşı son derece hassastır ve bu, deniz suyunun hızla buharlaşmasına yol açmıştır.
Neyse ki, Akdeniz’in yok olma ihtimali milyonlarca yıl daha düşük görünmektedir, bu nedenle bir sonraki tatilinizi planlamak için panik yapmanıza gerek yok. Eğer nükleer savaşlar, yıkıcı doğal afetler, iklim değişikliği ve küresel salgınlar gibi artan risklerden kaçınabilirsek, insanlığın önümüzdeki milyonlarca yıl içinde Akdeniz’in olası çöküşüne tanıklık etme olasılığı vardır; ancak bunun kesin olduğunu söylemek pek mümkün değildir.