2023 yılının olağanüstü sıcaklarını geride bırakarak, 2024 yılı yeni bir sıcaklık rekoru kırma yolunda ilerliyor. Ancak, bazı bölgeler, iklim modelleri ve bilim insanlarının açıklamakta zorlandığı yeni bir olgu ile mücadele etmek zorunda kalacaklar.
ABD ve Avusturya’daki araştırmacılar, küresel ısınma tahminlerini büyük ölçüde aşan yoğun sıcak hava dalgalarının yaşandığı bölgeleri vurgulayan ilk dünya haritasını oluşturdu. 26 Kasım’da PNAS’ta yayımlanan çalışmada detaylandırılan bu harita, Antarktika hariç, tüm kıtalarda bulunan açıklanamayan sıcak noktaları gözler önüne seriyor.
Columbia İklim Okulu’na göre, bu sıcak hava dalgaları, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve kuraklık ile orman yangınlarına neden olan endişe verici bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Avusturya’daki Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analizi Enstitüsü’nden çalışmanın başyazarı Kai Kornhuber, bu durumu, “Tam olarak anlayamayabileceğimiz fiziksel etkileşimlerin sonucu olan aşırı eğilimler” şeklinde tanımlıyor. Ayrıca, “Bu bölgeler geçici seralara dönüşüyor” diyerek, durumu daha da vurguluyor.
Columbia liderliğindeki ekip, çoğu son beş yılda meydana gelmiş olmasına rağmen, son 65 yıldaki beklenmedik sıcak hava dalgalarına odaklandı. Bu yöntem, sıcaklık artışının hızla yükseldiği ve birbirini takip eden rekorları kırdığı bölgeleri belirlemeye yardımcı oldu. Örneğin, 2021 yılında ABD Pasifik Kuzeybatısı ve güneybatı Kanada’da dokuz gün süren bir sıcak hava dalgası, bazı yerel günlük sıcaklık rekorlarını 30 derece santigrat gibi etkileyici bir farkla aşmayı başardı.
Haritaya daha geniş bir perspektiften bakıldığında, aşağıdaki bölgelerde sıcak noktalar gözlemleniyor:
- Çin’in merkezi
- Japonya
- Kore
- Arap Yarımadası
- Doğu Avustralya
- Afrika’nın bazı kesimleri
- Kanada’nın Kuzeybatı Toprakları ve Yüksek Arktik adaları
- Grönland’ın kuzeyi
- Güney Amerika’nın güney ucu
- Sibirya’nın belirli bölgeleri
En uç ve tutarlı nokta ise, klima kullanan kişi sayısının ABD’dekinden çok daha az olduğu kuzeybatı Avrupa olarak dikkat çekiyor. Çalışmada, bu bulguların iklim modellerinin küresel ortalama sıcaklık değişimleri ile bölgesel iklim riskleri arasındaki ilişkiye dair yeterli tahminler sağlayıp sağlamadığı konusunda bazı soru işaretleri ortaya çıktığı belirtiliyor. Başka bir deyişle, artan ortalama küresel sıcaklık, modellerin öngördüğü şekilde belirli yerel iklimlerin aşırı sıcaklık gerçekliğini yansıtmayabilir.
Belki de daha ilginç olan, bu sıcak hava olaylarının her yerde meydana gelmemesi. Kuzey-orta Amerika Birleşik Devletleri, güney-orta Kanada ve Güney Amerika’nın bazı kesimleri ile Sibirya, Kuzey Afrika ve Kuzey Avustralya’nın büyük bir kısmında sıcaklıklar yükselse de, zirveleri modellerin tahmin ettiğinden daha düşük kalıyor. Bilim insanları bu farklılıkların nedenini henüz bilemiyor.
Kornhuber liderliğindeki önceki bir çalışma, Avrupa ve Rusya’daki sıcak noktalardan kuzey jet akımındaki değişimlerin sorumlu olabileceğini öne sürmüştü. Ancak yeni araştırmaya göre, bu teori tüm aşırılıkları açıklamakta yetersiz kalıyor. Çalışmanın ortak yazarlarından biri olan Columbia Üniversitesi lisansüstü öğrencisi Samuel Bartusek, 2021 tarihli başka bir çalışmada, 2021 Pasifik Kuzeybatısı/Güneybatı Kanada sıcak hava dalgasının arkasındaki faktörleri incelemişti. Bu faktörler arasında, jet akımlarındaki benzer kesintiler, buharlaşacak su rezervleri olmayan kuruyan bitki örtüsü ve Pasifik Okyanusu yüzeyinden karaya doğru ısı taşıyan atmosferik olaylar yer alıyor.
Kornhuber, “Benzeri görülmemiş doğaları nedeniyle, bu sıcak hava dalgaları genellikle çok ciddi sağlık etkileriyle ilişkilendirilir ve tarım, bitki örtüsü ve altyapı için felaket olabilir” diyerek, bu durumun ciddiyetini vurguluyor. Ayrıca, “Biz onlar için yaratılmadık ve yeterince hızlı uyum sağlayamayabiliriz” diyerek, gelecekteki zorluklara dikkat çekiyor.