Yapay Zeka ve İnsanlık: Tehlikeler ve Tartışmalar
Yapay zekanın insanlık için bir risk oluşturup oluşturmadığına dair tartışmalar, 2015 yılında oldukça yoğun bir şekilde gündeme gelmişti. Bu tartışmaların merkezinde, ünlü isimler arasında yer alan Elon Musk, Stephen Hawking ve Mark Zuckerberg gibi önemli figürler bulunuyordu. Ancak zamanla, bu büyük patronlar yapay zekanın sunduğu fırsatları ve kazançları fark ettikçe, tartışmalar bir anda sona erdi.
Son dönemde, Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt, yapay zekanın getirdiği tehlikeler hakkında yeniden uyarılarda bulunmaya başladı. Eric Schmidt, yeni kurduğu şirketinin yapay zekaya karşı koruma sunma hizmetlerini tanıtmak amacıyla bu tehlikeleri öne çıkarmakta. Ancak bu şirketi kurmadan çok önce, yapay zeka konusunda dünyayı uyaran açıklamalar yaptığı herkes tarafından biliniyor.
Schmidt, bir medya röportajında, gelecekte savaşların yapay zeka destekli drone’lar ve robot askerler aracılığıyla gerçekleştirileceği yönünde karanlık bir gelecek tasvirinde bulundu. Ayrıca, Ukrayna’da yapay zeka ve insansız drone’lar nedeniyle hayatını kaybeden bir milyona yakın insanı örnek göstererek, bu teknolojilerin ne denli tehlikeli olabileceğini vurguladı. Schmidt, Ukrayna’daki askeri operasyonlarda yapay zekanın nasıl kullanılacağını ve bu teknolojilere karşı nasıl önlem alınabileceğini gösteren bir şirket kurma aşamasında. Elbette, bu askeri teknolojiler şirketinin yalnızca Ukrayna ile sınırlı kalmayacağı da anlaşılıyor.
Teknik olarak Schmidt, yapay zeka kullanıcılarının bu gelişmiş teknolojileri nasıl kontrol altında tutabileceklerini göstermeyi amaçlıyor. Ancak bu süreçte, yapay zeka savaşlarıyla ilgili olarak itibar suikastlarının da başladığına dair endişeler var.
Yapay Zeka ve İtibar Suikastları
Schmidt’in yapay zeka karşıtı söylemlerinin artması, yüzlerce milyar dolarlık bir pazar oluşturan yapay zeka sektöründeki iş adamlarının huzurunu kaçırmış olabilir. Bazı medya organlarında, Schmidt’in “yarı yaşındaki genç kadınlarla flört ettiği” ve “şirketine genç iş kadınlarını işe aldığı” gibi karalama ve itibar suikastı niteliğinde yorumlar gündeme gelmeye başladı. Batıda, menfaatlerinize dokunduğunuzda özel hayatınızı hedef alan itibar suikastlarının tetiklendiği bir gerçek.
Örnek vermek gerekirse, dönemin ABD yönetimi, ABD’nin yasa dışı faaliyetlerini açıklayan Julian Assange‘ı, CIA ajanı olduğu sonradan ortaya çıkan bir kadının “cinsel saldırı” suçlamasıyla itibarsızlaştırarak, hakkında tutuklama kararı çıkartmıştı. Matrix filmi gerçeğe dönüşür mü, yapay zeka destekli robotlar sokaklarda insanları avlamaya mı başlayacak, bilemiyoruz. Ancak, yakın gelecekte Schmidt hakkında daha sansasyonel haber başlıkları görürsek, bu durum bizi şaşırtmamalı. Çünkü, güçlü medya organlarının sahipleri aynı zamanda yapay zekaya büyük yatırımlar yapan ve bu teknoloji sayesinde servetlerini katlayarak büyüten kişiler olarak tanınıyorlar.