Kaliforniya yasaları, eyaletteki arıları balık olarak tanımlasa da, Colorado’daki durum biraz daha karmaşık. Colorado Yüksek Mahkemesi, geçen hafta Colorado Springs’teki Cheyenne Mountain Hayvanat Bahçesi’nde yaşayan beş filin serbest bırakılmasını talep etme konusunda yasal haklarının olmadığına karar verdi.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu tuhaf kararın ilginç bir geçmişi var. Olay, birkaç ay önce (Ekim 2024) hayvan hakları grubu The NonHuman Rights Project (NHRP) tarafından Cheyenne Mountain Beşlisi olarak adlandırılan beş filin (Missy, Kimba, Lucky, LouLou ve Jambo) yasal olarak “kişi” statüsüne sahip olması gerektiğini savunan bir dava açmasıyla başladı. AP News’e göre, böyle bir karar, özellikle esaret altında olan hayvanların özgürlükleri için dava açmalarını sağlayacak bir yasal zemin yaratabilirdi.
Ancak bu durum, ilk bakışta görüldüğü kadar garip olmayabilir. Avusturya’daki Krems Sürekli Eğitim Üniversitesi’nde araştırmacı olarak görev yapan Rachel Dale 2017’de filler hakkında önemli bir bilgi sundu: “Filler, düşünceli işbirliği ve empati yeteneğine sahip olduklarını, hatta kendilerini aynada tanıyabildiklerini biliyoruz.” Dale, Colorado’daki davaya katılmamış olmasına rağmen, “Bu yetenekler, hayvanlar için oldukça sıra dışıdır ve primat olmayan türlerde ise son derece nadirdir.” şeklinde yorum yaptı.
Fillerin sosyal davranışları da oldukça dikkat çekici. Yaralı arkadaşlarına yiyecek ve su getirmeleri, birbirlerini yatıştırmaları ve sevdiklerini kaybettiklerinde keder göstermeleri, bu hayvanların insanlık haliyle benzerlik taşıyan duygusal derinliğe sahip olduklarını gösteriyor. Hatta fillerin ölülerini gömdükleri bile gözlemlenmiştir.
Amerikan yasaları çerçevesinde insan olmayan varlıkların “kişi” olarak kabul edilmesi için çeşitli emsal kararlar mevcut. Şirketler ve gemiler yasal olarak “insan” olarak tanınırken, bazı bölgelerde doğa bile bu tanıma dahil ediliyor. Bu bağlamda, filleri de bu kategoriye dahil etmek büyük bir abartı olmayabilir.
Harvard Üniversitesi’nde Amerikan Tarihi Profesörü ve Harvard Hukuk Fakültesi’nde Hukuk Profesörü olan Jill Lepore, NHRP’nin daha önce New York’ta Happy adındaki bir fil adına açtığı davaya atıfta bulunarak, “Fil davası belki de bir uç vaka olabilir, ancak kesinlikle önemsiz bir dava değil.” dedi. Colorado’daki davada olduğu gibi, mahkeme o davada da Happy’nin bir insan olmadığına hükmetmişti.
NHRP, Cheyenne Mountain Hayvanat Bahçesi’ndeki fillerin esaret altında tutulmalarının “zihinsel ve fiziksel acıya” neden olduğunu ve beyin hasarı belirtileri gösterdiklerini savunuyor. Beş filin de vahşi doğada, Afrika’da doğduğu ve 1970’ler ile 80’lerde yavruyken yakalandığı da önemli bir detay. Ancak hayvanat bahçesi, bu fillerin Cheyenne Dağı’nı terk etmemesi gerektiğini, esaret altında geçirdikleri uzun süre ve grubun yaşlılığının en önemli sebebi olarak gösteriyor.
Filleri taşımak, her zaman kolay bir iş değil ve ABD’deki akredite fil koruma alanlarının ikisi de en az 18 saatlik sürüş mesafesinde bulunuyor. Hayvanat bahçesi, hayatlarının büyük bir kısmını esaret altında ve tanıdık bir grup içinde geçiren bu fillerin, tanımadıkları bireylerin bulunduğu daha büyük bir sürüye katılma isteğinin veya yeteneğinin olmadığını savunuyor.
Tüm bu nedenlerle, hayvanat bahçesi, Salı günü yaptığı açıklamada mahkeme kararının sonucundan memnun olduklarını belirtti, ancak “bu işin bu aşamaya gelmesinden dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını” da ekledi. Hayvanat bahçesi, bu kararın fillere olan saygılarını etkilemediğini vurguladı ve son 50 yılda Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği’nden tamamen temiz bir rapor almayı başaran dördüncü kuruluş olduklarını hatırlattı.