Dünya’nın İç Çekirdeği Hakkında Yeni Keşifler
Yeni bir araştırmada bilim insanları, Dünya’nın iç çekirdeğinin şeklinin zaman içinde değişmiş olabileceğine dair çarpıcı kanıtlar bulduklarını ifade ediyorlar. Daha ilginç olan ise, bu değişimlerin jeolojik zaman ölçeğinden ziyade sadece son yirmi yılda meydana gelmiş gibi görünmesidir.
Kendi gezegenimizi derinlemesine incelemeye çalışırken, Dünya’nın iç çekirdeği hala birçok sırrını korumakta. Dünyanın fiziksel olarak ulaştığımız en derin noktası yaklaşık 12.263 metre (yaklaşık 12 kilometre) derinlikte bulunurken, ayaklarımızın altında 5.100 kilometreden daha kalın bir katman olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, iç çekirdek hakkında bilgi edinmenin zor olduğu anlaşılabilir. Ancak, Dünya’dan geçen sismik dalgaları ve çekirdekteki koşullara bağlı olarak oluşan gezegenin manyetik alan çizgilerini inceleyerek iç yapısı hakkında bilgiler edinebiliyoruz.
Teknolojideki ve kullanılan tekniklerdeki gelişmeler, bu alanda büyük atılımlar sağlarken, bazı şaşırtıcı ayrıntılar da ortaya çıkmakta. Örneğin, 2022 yılında bir ekip, 1960’lar ve 70’lerde nükleer testler sırasında toplanan verileri değerlendirerek, iç çekirdeğin yüzeye göre ters yönde döndüğünü ve yılda en az bir kez onda bir derece alt-döndüğünü keşfetti. Bu durum, çekirdeğin yüzeyden daha yavaş döndüğünü göstermekte. Ayrıca, iç çekirdeğin göreceli olarak sabit olmaktan ziyade salınıyor gibi bir hareket sergilediği tespit edildi.
Çalışmanın yazarı ve USC Yer Bilimleri Profesörü John E. Vidale, o dönemde yapılan bir basın açıklamasında “İç çekirdek sabit değil – ayaklarımızın altında hareket ediyor ve her altı yılda bir birkaç kilometre ileri geri gidiyor gibi görünüyor” demişti. Vidale, ayrıca “Cevaplamaya çalıştığımız sorulardan biri de şuydu: İç çekirdek kademeli olarak mı hareket ediyor yoksa uzun vadede diğer her şeye kıyasla çoğunlukla sabit mi? İç çekirdeğin nasıl oluştuğunu ve zaman içinde nasıl hareket ettiğini anlamaya çalışıyoruz – bu, bu süreci daha iyi anlamak için önemli bir adım.” şeklinde eklemelerde bulundu.
Daha sonraki araştırmalar, iç çekirdeğin dönüşünün 2010 yılından itibaren Dünya’nın geri kalanına oranla yavaşladığına dair daha fazla kanıt sunmakta. Vidale ve ekibi, yeni çalışmada Dünya’nın çekirdeği farklı hızlarda dönerken sismik dalgalardaki değişiklikleri incelemeye odaklandılar. Ekip, “Son çalışmalar, iç çekirdeğin son birkaç on yılda Dünya’nın geri kalanından daha hızlı ve ardından daha yavaş döndüğünü doğruladı; bu çalışma, 1991 ile 2023 yılları arasında Güney Sandwich Adaları’nda 121 tekrarlayan deprem çiftinden Kuzey Amerika’nın kuzeyindeki Eielson (ILAR) ve Yellowknife (YKA) dizileri tarafından kaydedilen iç çekirdek geçişli (PKIKP) sismik dalgaları analiz etti” açıklamasında bulundu ve ekledi: “Burada, bu tekrarlayan depremler kümesini genişletiyoruz ve iç çekirdeğin aynı pozisyonu tekrar işgal ettiği zamanlarda çiftleri karşılaştırıyoruz; 2004 ile 2008 yılları arasında YKA’da dönel olmayan değişimler görülürken, ILAR’da bunlar gözükmüyor.”
Araştırmacılar, çekirdek aynı konuma dönmeden önce ve sonra meydana gelen 168 tekrarlayan deprem çiftini inceleyerek, sismik dalgalardaki değişimlerin dönüş hızından mı yoksa diğer faktörlerden mi kaynaklandığını analiz ettiler. Ekip, sismik dalgalardaki değişimin bir kısmının çekirdeğin şeklindeki değişikliklerden kaynaklandığını tespit etti. “Gözlemlenen dalga formu değişiklikleri ve diğer çalışmalarda belirtilen değişiklikler, yerel deformasyon veya malzeme değişikliklerinden kaynaklanıyor” sonucuna ulaştılar ve ekliyorlar: “YKA, PKIKP dalgalarında gözlemlenen değişikliklerin en olası açıklaması, [dış çekirdek] çekişleri ve [çekirdek-manto sınır topografyası] bağlantısı tarafından yönlendirilen [iç çekirdek sınırı] ve sığ IC’nin viskoz deformasyonudur.”
Ekip, eriyiğin dışarı atılması gibi daha “egzotik” değişimlerin de ihtimal dışı olmadığını ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor: “Burada, tüm IC’nin diferansiyel rotasyonunun daha baskın sinyaline ek olarak değişimin mevcut olduğunu savunuyoruz. Bu nedenle, uzun süredir devam eden bir tartışmanın çözümünü sunuyoruz – hem rotasyon hem de rotasyon dışı değişimler mevcut ve ikincisi, çekirdekte neyin hareket ettiğini görmek için dikkatli bir incelemeyi hak ediyor.”
Bu önemli çalışma, Nature Geoscience dergisinde yayımlandı.