ProPublica tarafından yayımlanan kapsamlı bir haber, Louisiana eyalet yönetiminin, Eyalet Üniversitesi tarafından geliştirilen ve TIGER (Hedefli Müdahaleler Yeniden Geliştirilerek Rehabilite Ediliyor) adlı yapay zeka tabanlı bilgisayar programını nasıl kullandığını detaylarıyla gözler önüne seriyor. Bu program, şartlı tahliye başvurularını değerlendirmede ve mahkumların hapishaneye geri dönme olasılıklarını hesaplamada kullanılmak üzere tasarlanmış, karmaşık bir algoritmadır.
İlk etapta mahkumların geçmiş suç ve tutuklanma kayıtlarıyla rehabilitasyon süreçlerini desteklemek amacıyla geliştirilmiş olan TIGER, zamanla şartlı tahliye sürecinin en önemli kriteri haline geldi. Algoritma, mahkumların suç geçmişleri, işe giriş çıkış durumları ve tutuklanma yaşları gibi çeşitli verileri analiz ederek, her birey için risk puanı hesaplar. Ancak, bu sistemin özellikle mahkumların davranışlarını, rehabilitasyon çabalarını veya kişisel gelişimlerini dikkate almaması, ciddi eleştirilere yol açmıştır. Aktivistler, TIGER’ın ırk, sosyoekonomik durum ve demografik faktörlere dayalı önyargıları barındırabileceği ve adil yargı sürecini zedelediği konusunda uyarılar yapmaktadır. Louisiana Ceza İnfaz Dairesi tarafından sağlanan verilere göre, yaklaşık 13.000 mahkumun yarısı, otomatik olarak orta veya yüksek risk kategorilerine yerleştirilmiş durumda.
Calvin Alexander örneği üzerinden, algoritmanın bireysel etkileri daha net ortaya çıkıyor: 70 yaşında, tekerlekli sandalye kullanan, kısmen görme engelli ve 20 yıl hapiste kalan Calvin Alexander, bu süre boyunca uyuşturucu rehabilitasyonu, öfke kontrolü ve mesleki eğitim gibi çeşitli programlara katılmış ve disiplinli yaşamı ile dikkat çekmiştir. Ancak, TIGER algoritması onun risk seviyesini “orta risk” olarak belirlemiş ve bu nedenle şartlı tahliye talebi reddedilmiştir. Alexander, ProPublica’ya yaptığı açıklamada, “Hapishanedeki insanlar, cezalarını hafifletmek veya yeniden topluma kazandırılmak için umutlarını kaybettiler” diyerek, bu kararın yarattığı hayal kırıklığını dile getirmiştir.
Louisiana’da TIGER algoritmasının şartlı tahliye sürecine entegrasyonu, sadece yasal değil aynı zamanda siyasi bir mesele de olmuştur. Cumhuriyetçi Val Jeff Landry, yapay zekanın bu alandaki kullanımını teşvik eden adımlar atmıştır. Geçen yıl onaylanan yasa tasarısıyla, 1 Ağustos 2024 itibarıyla, işlenen suçların şartlı tahliye imkanını tamamen kaldırmış ve Louisiana, bu alanda 24 yıl süren uygulamasıyla öncü olmuştur. Ayrıca, mevcut mahkumların yalnızca TIGER tarafından “düşük riskli” olarak sınıflandırılan durumlarda tahliye edilmesine izin veren yeni düzenlemeler de yürürlüğe girmiştir.
Eleştiriler ve Geleceğe Bakış
Bu algoritmanın kullanımı ve etkileri, sistemin adalet ve eşitlik ilkeleriyle uyumu konusunda yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Yapay zekanın, mahkumların hapishanedeki davranışları ve bireysel rehabilitasyon çabalarını görmezden gelerek sadece geçmiş verilere dayalı kararlar vermesi, adil yargı ve eşitlik ilkelerini zedeleyebilir. Ayrıca, algoritmanın ırk ve sosyoekonomik önyargıları içerebileceği endişeleri, sistemin yeniden değerlendirilmesine yol açmaktadır. Louisiana örneğinde, yapısal önyargıların ve veri temelli kararların, ceza adaletinde reform talebini güçlendirdiği görülmektedir. TIGER algoritmasının gelecekteki kullanımı ve düzenlemeleri, yalnızca Louisiana değil, dünya genelinde benzer sistemleri kullanan diğer bölgeler için de önemli bir sınav niteliğindedir. Bu durum, yapay zekanın ceza adaletinde yaratabileceği fırsatları ve riskleri tartışmak adına büyük bir örnek teşkil etmektedir.