MIT Teknoloji İncelemesi Tarafından Gerçekleştirilen Çarpıcı Bir Çalışma
MIT tarafından gerçekleştirilen yeni ve detaylı bir çalışma, yapay zeka (YZ) teknolojilerinin düşündüğümüzden çok daha fazla enerji harcadığını gözler önüne seriyor. Çalışma, özellikle günlük kullanımda sıkça karşılaştığımız sohbet botları ve görsel-işitsel içerik üretim araçlarının enerji tüketim seviyelerini mercek altına alıyor.
Örneğin, basit bir sohbet robotunun tek bir yanıt vermesi, yaklaşık olarak 114 ile 6.700 joule arasında enerji tüketimine neden oluyor. Bu miktar, mikrodalga fırınların birkaç saniye çalışmasıyla eşdeğer seviyede. Ancak enerji kullanımı, görevin karmaşıklığı arttıkça hızla yükseliyor; görsel veya video üretimi gibi daha karmaşık işlemler devreye girdiğinde, enerji tüketimi milyonlarca joule’ye ulaşabiliyor. Bu da neredeyse bir mikrodalga fırında uzun süreli pişirme ile aynı seviyeye geliyor.
Yapılan simülasyonda, kullanıcıların günlük etkileşimleri sırasında yapay zeka sistemlerine yönelttiği yaklaşık 15 soru, görsel veya kısa video talepleriyle birlikte değerlendirildi. Ortaya çıkan toplam enerji tüketimi yaklaşık 2,9 kilovat-saat olarak ölçüldü ki bu, üç buçuk saat boyunca çalışan bir mikrodalga fırının enerji tüketimine denk geliyor. Bu rakam ilk bakışta büyük görünmeyebilir; fakat dünya genelinde milyarlarca kullanıcı tarafından her gün bu tarz etkileşimlerin gerçekleştirildiğini düşünürsek, toplam enerji ihtiyacı kayda değer bir seviyeye ulaşıyor. Ayrıca, bu enerjinin fosil yakıtlardan üretildiği varsayıldığında, çevresel etkisi daha da büyüyor.
Çevre ve Sürdürülebilirlik Tartışmaları
Bu durum, teknoloji devlerinin sürdürülebilirlik hedefleri ile enerji tüketimi arasındaki çelişkiyi gündeme getiriyor. Bir yandan karbon salımını azaltmak ve çevre dostu teknolojilere yatırım yapmak isteyen şirketler, öte yandan yüksek enerji talebine neden olan yapay zeka sistemlerini kullanıcıların hizmetine sunuyor. Bu durum, bazı uzmanlar tarafından “çevreci söylemlerle fiili uygulamalar arasındaki tutarsızlık” olarak eleştiriliyor.
Birçok şirket, karbon ayak izini azaltma ve sürdürülebilirlik konusunda söz veriyor; yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliği projelerine yatırım yapıyor. Ancak, yapay zekanın neden olduğu enerji yükü henüz tam anlamıyla ölçülebilmiş değil. Özellikle sosyal medya platformlarında kullanılan yapay zeka destekli içeriklerin – örneğin animasyonlu avatarlar, kısa videolar ve sohbet robotları – hem teknik altyapıya hem de elektrik tüketimine büyük bir baskı oluşturduğu görülüyor.
Bu nedenle, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sırasında enerji verimliliğine ve sürdürülebilirliğe öncelik verilmesi, küresel iklim politikaları açısından büyük önem taşıyor. Gelecekte, daha az enerji tüketen ve çevreye daha duyarlı yapay zeka çözümlerinin geliştirilmesi, hem teknolojik ilerlemeyi destekleyecek hem de sürdürülebilir bir dünya hedefine katkı sağlayacaktır.