Son dönemde sahte reklamlar ve yapay zeka ile üretilen dolandırıcılık içeriklerinin sosyal medyada hızla çoğaldığına tanık oluyoruz. Avrupa genelinde yapılan bir inceleme, bu tür içeriklere inanan kullanıcıların dolandırılma riskinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Dijital ortamdaki yanlış bilgiler, kullanıcıları dolandırıcılık girişimlerine karşı savunmasız bırakıyor ve ortalama kayıplar ile duygusal yükler birlikte büyüyor.
Raporlara göre online dolandırıcılık mağdurları yaklaşık 165 dolar kaybederken, Avrupa ekonomisine yıllık olarak yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir yük oluşuyor. Mağdurlar yalnızca maddi kayıpla sınırlı kalmıyor; duygusal stres, artan kaygı ve düşen verimlilik gibi etkiler de sıkça görülebiliyor. Ayrıca sorunun çözümüne harcanan zaman, ortalama 14 iş gününü buluyor; bu da bir aydan fazla bir süreci temsil ediyor ve yaklaşık %70’lik bir iş gücü kaybına denk geliyor.
İçeriklerin doğruluğunu kontrol etmeden paylaşan kullanıcıların, doğrulama yapanlara göre iki kat daha fazla hedef alındığı belirtiliyor. Sadece başlıkları tarayıp paylaşmak ya da yapay zekâ ile üretilmiş içeriklere güvenmek gibi günlük alışkanlıklar, dolandırıcılar için yeni hedefler yaratıyor.
- Kullanıcıların %44’ü, gerçek sandıkları içeriğin yapay zekâ ile üretilmiş olduğunu sonradan fark ettiğini söylüyor.
- Katılımcıların üçte biri (%32) çoğu zaman sadece başlığı okuyarak yetiniyor.
- Her beş kişiden biri (%19), içeriğin doğruluğunu teyit etmeden paylaşım yapıyor.
“Amacımız dolandırıcılığı gerçekleşmeden durdurmak” diyen Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, konuya ilişkin olarak, yapay zekânın hayatı kolaylaştırmasının yanında iş süreçlerini dönüştürdüğünü ve dolandırıcıların da aynı teknolojiyi kullanarak güveni zedelediğini belirtti. Bu yüzden Visa olarak yapay zekâ destekli inovasyona yatırım yapıyor, sektördeki ortaklarımızla iş birliği kuruyor ve tüketicileri bilinçlendirmek için gerekli bilgi ile araçları sunuyoruz. Son beş yılda yapay zekâ destekli platformların geliştirilmesi dahil olmak üzere dolandırıcılığı önlemek amacıyla 13 milyar dolar kadar yatırım yapıldı ve bu yatırımlar sayesinde küresel güvenlik araçlarımızla her yıl 40 milyar doların üzerinde dolandırıcılık girişimini engelliyoruz.
2025 Kara Cuma döneminde, bir önceki yıla kıyasla dünya çapında dolandırıcılık girişimlerinde %144 artış tespit edildiğini paylaşan yetkililer, dolandırıcılığı gerçekten gerçekleşmeden durdurmaya yönelik çalışmaları sürdürmenin önemine vurgu yapıyor. Ayrıca online dolandırıcılık yöntemlerinin daha karmaşık hale geldiği bu dönemde tüketici davranışlarının da değişeceğini ifade ediyorlar.
Dolandırıcılığın ekonomi üzerindeki etkileri artıyor Visa’nın güvenlik stratejisinde yapay zekâ merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Sadece son 30 yıldır güvenliği sağlama çabalarında AI tabanlı araçlar kullanılıyor; son beş yılda ise şüpheli davranışları gerçek zamanında tespit eden ve kullanıcıya ulaşmadan dolandırıcılık girişimlerini engelleyen teknolojilere 13 milyar dolar yatırım yapıldı. Aynı zamanda farkındalığın da kritik olduğuna inanılıyor: araştırmalar, kullanıcıların %33’ünün yapay zekâ tarafından üretilmiş içeriklerin sosyal medyada dolandırıcılıkları tespit etmeyi zorlaştıracağını düşündüğünü gösteriyor.
Visa, “Dijitalde Güvendeyim” projesiyle farkındalığı güçlendiriyor ve Türkiye’de UNDP ile Habitat iş birliğiyle yürütülen bu proje, dolandırıcılığı yalnızca teknik bir güvenlik riski olarak görmek yerine toplumsal bir sorun olarak ele alıyor. Program, gerçek vakalar üzerinden eğitimler sunuyor ve sosyal mühendislik, oltalama, kamu görevlisi taklidi gibi yöntemlerin yanı sıra yapay zekâ ile üretilen sahte ses ve görüntüler üzerine de odaklanıyor. Samile Mümin, bu projeyi değerlendirirken güvenlik alanında uzun yıllara dayanan uzmanlığın toplumsal faydaya dönüştüğünü vurguladı ve 3D Kuralı: Dur – Düşün – Danış’ı eğitimlerde yaygınlaştırmanın önemine değindi. Daha güvenli bir dijital gelecek için çalışmaların süreceğini belirtti.







