Galaksimizin etrafında dönen bazı yıldızlar, hızlarıyla dikkat çekiyor. Bu yıldızlar, “hiper hız yıldızları” olarak adlandırılıyor ve çoğu yıldızdan çok daha hızlı hareket ediyorlar. Öyle ki, bazıları Samanyolu Galaksisi’nin kaçış hızından, yani saniyede yaklaşık 600 kilometreden bile daha hızlı bir hızda seyahat ediyor. Bu hızlı yıldızlar arasında, yeni keşifler sonucunda ilginç bir rekor kıran bir yıldız sistemi de ortaya çıktı. Görünüşe göre bu yıldız, bir gezegene sahip ve bilinen en hızlı yıldız sistemlerinden birinin parçası.
Maryland Üniversitesi ve NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden baş yazar Dr. Sean Terry, bu keşfin detaylarını paylaştı. Dr. Terry, “Bunun, Güneş Sistemimizde olsa Venüs ve Dünya’nın yörüngeleri arasında kalacak bir mesafeye sahip olan düşük kütleli bir yıldızın etrafında dönen bir süper-Neptün gezegeni olduğunu düşünüyoruz.” ifadesini kullandı. Ayrıca, “Eğer bu doğruysa, bu, hiper hız bir yıldızın etrafında dönen ilk gezegen olacaktır.” diye ekledi.
2011 yılında gerçekleştirilen ilk gözlemler, bu yıldız çiftinin daha uzak bir yıldızın önünden geçerek onu bir cam mercek gibi büyütmesiyle mümkün oldu. Bu etkileyici yöntem, mikromercek etkisi olarak bilinir ve gezegenleri keşfetmek için oldukça etkili bir yaklaşım sunar. Ancak, bu yöntemin bazı sınırlamaları da mevcut. Araştırmacılar, çiftin uzaklığını bilmediği için tam kütlelerini ölçemediler ve yalnızca kütle oranlarına ulaşabildiler. Bu oranlara göre, cisimlerden biri diğerinden yaklaşık 2.300 kat daha ağırdır.
Ekip, yıldız tanımına uyan bir nesne bulmak için Avrupa Uzay Ajansı’nın Gaia uydu verilerini inceledi ve 2021 tarihli verilerde bir aday tespit etti. Ancak, bu sistemin boyutlarını daha net bir şekilde belirleyebilmek için, Gaia’dan gelen takip verilerine ihtiyaç duyuluyor. Yıldızın hareketi, gökyüzünde yalnızca 2B olarak ölçüldüğü için, daha yakın tarihli gözlemler, daha hassas ölçümler yapma imkanı sunacak.
Maryland Üniversitesi, College Park ve NASA Goddard’da araştırma bilimcisi olan ve yeni makalenin ortak yazarı Aparna Bhattacharya, “Yüksek çözünürlüklü gözlemler yıldızın aynı pozisyonda kaldığını gösteriyorsa, o zaman sinyale neden olan sistemin bir parçası olmadığından emin olabiliriz.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bu çalışma, The Astronomical Journal’da yayımlanmıştır.