Apple Intelligence: Beklentilerin Gerisinde Kalan Bir Gelişme
Apple, Ekim ayından bu yana kullanıma sunduğu Apple Intelligence teknolojisiyle büyük beklentiler yaratmış olsa da, maalesef beklenen etkileri gösteremedi. Hatta, şirket bu yapay zeka odaklı vurguları tanıtım etkinliklerinde geri plana çekmeye başladı. Bu durum, teknoloji dünyasında büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla karşılandı.
Yapay zekanın bazı özellikleri kullanıcıların beklentilerini karşılamazken, diğer önemli gelişmeler ise uzun vadeli planlar doğrultusunda süresiz olarak ertelendi. Apple Intelligence şu anki haliyle, iPhone, iPad ve Mac gibi cihazlarda tüm uygulamalarda entegre bir biçimde çalışmıyor. Örneğin, Writing Tools özelliği birçok uygulamada aktif olsa da, Apple’ın kendi uygulamaları dışında entegrasyonlar sınırlı seviyede kalıyor.
İşte bu özellikler arasında:
- Mail’de mesajların özetlenmesi, oluşturulması veya düzenlenmesi
- iMessage’da Genmoji oluşturma
- Notes uygulamasında Image Playground özelliklerini kullanma
Ancak, bazı büyük ve önemli geliştiriciler, Apple Intelligence teknolojisini kendi uygulamalarına entegre etmekten bilinçli olarak kaçınıyor. Bu durum, ekosistemde büyük bir tartışma ve stratejik bir tercihin göstergesi olarak öne çıkıyor.
Meta ve Apple Intelligence Rekabetinde Son Durum
Son zamanlarda en büyük darbe, Meta’dan geldi. Meta, iOS platformundaki en popüler uygulamalarını kullanmaya devam etmesine rağmen, Apple Intelligence entegrasyonunu tamamen devre dışı bırakmış durumda. Bu adım, büyük bir stratejik tercihin sonucu ve ekosistem üzerindeki etkileriyle dikkat çekiyor.
Peki, Meta’nın Instagram, WhatsApp ve Facebook gibi dev uygulamalarında bu yaklaşım, rekabet hukuku açısından yeni tartışmaları gündeme getirebilir mi? Çünkü Meta, kendi yapay zeka teknolojisini geliştirmekte ve bu alanda ciddi yatırımlar yapmaktadır. Dolayısıyla, Apple Intelligence ile doğrudan rekabet halinde olan Meta, bu teknolojiyi kendi uygulamalarına dahil etmek istemiyor ve böylece rekabet avantajını korumayı amaçlıyor.
Ancak bu tutum, uzun vadede rekabet hukuku açısından sorunlar yaratabilir. Örneğin, geçmişte Microsoft’un Internet Explorer ve diğer tarayıcıları Windows ekosistemine entegre etmemesi nedeniyle açılan anti-tekel davaları hatırlanabilir. Benzer şekilde, Meta’nın Apple Intelligence’ı kendi uygulamalarına entegre etmemesi, rekabet ortamını olumsuz etkileyebilir ve piyasadaki tekelleşme endişelerini artırabilir.
Şu aşamada yapay zeka uygulamaları, rekabeti engelleyecek kadar yaygın ve güçlü bir konumda değil. Ancak, teknolojilerin daha fazla benimsenmesiyle birlikte, büyük şirketlerin rekabet politikaları ve ekosistem yönetimi daha sıkı incelemelere tabi tutulabilir ve bu durum, uzun vadede yeni düzenleyici önlemleri gündeme getirebilir.