Son yıllarda dijital ekonominin hızla büyümesiyle birlikte, siber güvenlik alanında yapılan yatırımlar da büyük bir ivme kazandı. Mastercard, bu alanda öncü rol üstlenerek, küresel çapta son beş yıl içerisinde toplamda yaklaşık 11 milyar dolar tutarında önemli bir finansal kaynak ayırdı. Bu yatırımlar, sadece finansal işlemlerin güvenliğini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda dijital altyapının dirençliliğini ve bütünlüğünü koruma amacı taşıyor. Dijital ekonominin temel taşlarından biri olan ödeme sistemleri, gelişen teknolojilerle birlikte yeni tehditlerle karşı karşıya kalırken, Mastercard bu tehditleri önlemek ve azaltmak adına sürekli inovasyon ve teknolojik gelişmeleri destekliyor.
Mastercard’ın hazırladığı Signals raporu, 2029 yılına kadar siber suçların dünya ekonomisine yaklaşık 15,6 trilyon dolara mal olacağını öngörüyor. Bu devasa rakam, küresel finansal sistemlerin ve dijital altyapıların ne kadar kırılgan olabileceğini gösteriyor. Rapor, siber suçların artışını engellemek ve daha güvenli bir dijital ortam oluşturmak amacıyla siber güvenlik teknolojilerinde, dolandırıcılık önleme ve kara para aklama ile mücadelede önemli yeniliklerin hayata geçirildiğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Mastercard, finansal ekosisteminin sürdürülebilirliğini ve dirençliliğini sağlamak adına, teknolojik gelişmeleri yönlendirmeye devam ediyor ve dünya genelinde 200’den fazla ülkede, müşterileriyle birlikte daha güçlü, daha güvenli ve daha erişilebilir bir ekonomi inşa etmeye odaklanıyor.
Otonom araçlar ve proaktif siber koruma
Mastercard Signals raporunda, günümüzün ve yakın geleceğin en kritik siber tehdit unsurlarına detaylı bir şekilde yer veriliyor. Özellikle, bağlantılı araçlar ve platformların kullanımıyla genişleyen dijital saldırı alanları, suç faaliyetlerini önemli ölçüde artırıyor. Jeopolitik belirsizlikler ve uluslararası gerilimler, siber savaşların ve suç faaliyetlerinin sınırlarını bulanıklaştırırken, bu durum küresel siber güvenlik stratejilerinin uyumunu güçleştiriyor. Yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileri, suçluların operasyonlarını ölçeklendirmelerine imkan tanırken, bu gelişmeler aynı zamanda korunma mekanizmalarını da dönüştürüyor.
Raporda belirtilen önemli bir gelişme ise, uyarlanabilir, akıllı ve giderek daha otonom hale gelen araçların, insanlar ve sistemler için daha proaktif ve etkili bir koruma sağlayabilmesi. Bu teknolojiler sayesinde, risk tabanlı kimlik doğrulama, işlem izleme ve veri tokenizasyonu gibi güvenlik yöntemleri, dijital etkileşimlerin güvenliğini büyük ölçüde artırıyor. Ayrıca, gerçek zamanlı tehdit istihbaratı sağlayan içerik paylaşım platformları, kurumların ve bireylerin siber saldırılara karşı daha hızlı ve etkili önlemler almasını mümkün kılıyor.
Veri ihlali ve maliyetleri
Hindistan, Almanya ve Japonya gibi büyük ekonomilerin toplamını aşan siber suç faaliyetleri, her yıl çift haneli oranlarda büyüyerek küresel ekonomiyi tehdit etmeye devam ediyor. İstatistikler, veri ihlalinin ortalama maliyetinin yaklaşık 4,88 milyon dolar olduğunu gösteriyor; bu da işletmelerin finansal açıdan ciddi zararlar yaşadığını ortaya koyuyor. Ayrıca, güvenlik yöneticilerinin %78’i, yapay zeka kaynaklı suç olaylarının artışından derin endişe duyuyor ve bu olayların işletmeler üzerindeki etkisinin giderek büyüdüğünü belirtiyor. Günümüzde, internet trafiğinin yaklaşık üçte biri kötü botlar tarafından oluşturuluyor ve bu da dijital ortamda güvenliği sağlama çabalarını zorlaştırıyor. Basit botlara karşı bile koruma sağlayamayan işletmelerin oranı ise %66 seviyesinde bulunuyor.
Kolektif siber dayanıklılık ve geleceğe hazırlık
Mastercard raporu, güvenlik verilerinin ilişkilendirilmesine ilişkin mevcut sorunlara da değiniyor. Güvenlik ekiplerinin %83’ü, bu verilerin entegre edilmesi ve etkin kullanımı konusunda memnuniyetlerini dile getiriyor. Ancak, uyarlanabilir ve işbirliğine dayalı araçların geliştirilmesi, yarının siber suçlarına karşı en güçlü silah olacak. Kurumlar, hükümetler ve kuruluşlar, içgörüleri, en iyi uygulamaları ve savunma tekniklerini paylaşmak amacıyla yeni ittifaklar kuracaklar. Bu işbirliği ve kolektif çaba, siber saldırılara karşı küresel anlamda dayanıklılığı artırarak, daha güvenli bir dijital gelecek inşa edilmesine katkıda bulunacak. Daha fazla bilgi ve raporun tamamına ulaşmak için: buraya tıklayabilirsiniz.