Küresel gayri safi yurtiçi hasılanın ve uluslararası ticaretin büyük bir bölümünü oluşturan G20 ülkeleri, aynı zamanda küresel emisyonların yüzde 75’inden sorumlu. Bu ülkeler arasında, emisyon ve tüketimde ABD, Avrupa Birliği ve Çin önde geliyor.
ABD, Kanada ve Rusya, 2050’ye kadar planlanan küresel petrol ve gaz yatırımlarında başı çekiyor. Fosil yakıt üretimi ve tüketiminin yüksek olduğu G20 ülkeleri, bu kaynaklara sağladıkları sübvansiyonlarla da dikkat çekiyor. Geçen yıl bu sübvansiyonlar bir trilyon dolara ulaşarak, önceki yılın dört katına çıktı.
“G20’nin İklim Değişikliğiyle Mücadeledeki Rolü”
Rapor, G20 ülkelerinin petrol ve gaz tüketim oranlarının, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu olmadığını belirtiyor. Türkiye gibi ülkelerin, fosil yakıt sübvansiyonları yerine yenilenebilir enerjiye destek vererek temiz enerji dönüşümünü hızlandırabileceği vurgulanıyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede, sadece kömürün değil, tüm fosil yakıtların kullanımının sonlandırılması gerektiği belirtiliyor. G20 ülkelerinin bu konuda adil ve iddialı enerji dönüşüm planları geliştirmesi ve uygulaması gerektiği vurgulanıyor.