Kamu Bilişim Derneği (KBD) Başkanı Özbilgin, dijital dönüşümü gerçekleştirirken çevreci olunmasının önemine işaret ederek, “Dijital dönüşümün en önemli unsurlarından biri de karbon ayak izlerini yok edecek projeleri gerçekleştirmek.” dedi.
Kamu Bilişim Derneği (KBD) Başkanı İzzet Gökhan Özbilgin, dernek tarafından düzenlenen 9. Kamu Bilişim Zirvesi’ni değerlendirdi.
Bilişimi konuştukları zirveyi, Türkiye’nin 100. yılında yapmaktan gururlu olduklarını dile getiren Özbilgin, Türkiye’nin sağlık, eğitim, ulaştırma ve savunma alanlarının dijital dönüşümünde büyük başarılar sağladığına dikkati çekti.
Özbilgin, “Bunu uluslararası bütün raporlarda da görmeye başladık, ciddi yükselmeler oldu. Avrupa Birliği’nin (AB) yaptığı ülkeler arası kıyaslama raporunda Türkiye 10. sıraya yükseldi ama ilk 9’daki ülkelerin nüfus sayısına baksanız bizim e-Devlet Kapısı kullanıcı sayımızın yarısı kadar bile değil. Kendi nüfusumuzla kıyasladığımız ülkeler arasında birinciyiz. Zirvede bu başarı hikayelerini konuştuk. Türkiye’de inanılmaz bir veri var, bu veriyi yönetirsek ve değerlendirirsek yapamayacağımız bir şey yok.” ifadelerini kullandı.
Kalkınmanın yolunun bilişimden geçtiğini, bilişimin kaldıraç etkisinin bulunduğunu anlatan Özbilgin, “Bilişim birçok sektörü etkiliyor. Bilişime yaptığınız 1 dolarlık yatırımın karşılığı diğer sektörlerden 4-5 dolar olarak geliyor. Bilişime yapılan yatırım ülkeye yapılan büyük bir yatırımdır.” dedi.
Dijital dönüşümü gerçekleştirirken çevreci olunmasının önemini vurgulayan Özbilgin, “Temiz bir bilişim sağlamamız gerekiyor, kirlettiğimiz kadar temizlemeliyiz. Dijital dönüşümün en önemli unsurlarından biri de karbon ayak izlerini yok edecek projeleri gerçekleştirmek. Önümüzdeki dönemde bu konuda çalışmaların artacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
“Yapay zeka veriyle beslenirse gelişir”
Özbilgin, Türkiye’nin yazılım yapamayacağı, kodlayamayacağı hiçbir konunun olmadığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Önemli olan alan uzmanları ve alana ulaşabilmek. Veriye ulaşamazsanız veriyle yapmış olduğunuz yazılımı terbiye edemezseniz. Onu doğru yaptığında ödüllendirip, yanlış yaptığında cezalandıramazsanız uygulamalarınız bir anlam kazanmıyor. Bizim mutlaka alan uzmanlarıyla, alandaki verilere ulaşmamız lazım. Sağlıkta geliştirdiğimiz bir yapay zeka ürünü doktorlarımız kullanırsa, kişisel verilerin korunması kapsamında var olan verileri paylaşırsa, bu ürünü gelişmiş hale getirebiliriz, daha anlamlı sonuçlar üretebiliriz. Yapay zeka, diğer alan uzmanlarının veri paylaşımı konusu çözüldüğü takdirde çok ileriye gidilecek bir konu. Bugün ChatGPT’nin bu kadar başarılı olmasının sebebi, çok ciddi veri elde ediyor. Herkes oraya bir soru sordukça aslında bir kaynak kazanıyor. Ne kadar çok beslersek o kadar çok yapay zeka ürünlerimiz olacak.”