Nobel İlaç’ın 10 Yıl İçindeki Hedefleri
Nobel İlaç, tüm stratejisini önümüzdeki 10 yıl içinde 1 milyar dolarlık küresel bir ilaç şirketi olma amacı doğrultusunda şekillendiriyor. Şirketin bu büyük hedefini paylaşan Nobel İlaç Genel Müdürü Oğuz Akandil, üretim ve Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra dijital yetkinlikler ve insan kaynağına da yatırım yapmaya devam ettiklerini belirtti.
2024 yılının ilk yarısında yurt içinde eczane pazarında en hızlı büyüyen şirket olma unvanını elde ettiklerini ifade eden Akandil, “Bu çıkışımızı sürdürmek istiyoruz. Yurt dışında da yeni pazarlarda şirketleşerek kendi markalarımızla büyümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Yerli Sermaye ve Küresel Varlık
Nobel İlaç, kökleri eczacılığa dayanan bir firma olarak, yüzde 100 yerli sermaye ile 24 ülkede şirket ve temsilcilik yapılanması ile büyümeyi sürdürüyor. Akandil, “Bin 500’ü yurt dışında olmak üzere 4 binin üzerinde çalışanımız ve 50’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracatımız ile büyümemizi sürdürüyoruz” diye ekledi.
Şirketin Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan’da bulunan toplam beş ana üretim kampüsündeki 11 üretim tesisi ve 6 Ar-Ge merkezi aracılığıyla, uluslararası standartlardaki ilacı herkes için erişilebilir kılmayı hedeflediklerini belirtti. Akandil, “Ülkemizde kimyasal ilaç ve biyoteknolojik ilaç üzerine hammadde üretimi, Ar-Ge çalışmaları ve bitmiş ürün üretimi gerçekleştirebilen tek şirketiz” dedi.
İhracat ve Uluslararası Büyüme
Uluslararası pazarlarda da büyümeye devam ettiklerini vurgulayan Akandil, “24 ülkede güçlü bir varlık gösteriyoruz ve yeni ülkelere girme çalışmaları sürüyor. Özellikle Afrika, Kuzey ve Güney Amerika, Ortadoğu ve Uzakdoğu’da ruhsatlandırma süreçlerimizi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
Bu yıl Almanya’ya ilk satışlarını gerçekleştirdiklerini belirten Akandil, “İhracatta, bitmiş markalı ürünlerle sektörde öncü bir konumdayız ve Türkiye’nin çok kültürlü ilaç şirketi olarak bu alanda liderliğimizi koruyoruz. Her yıl ciromuzun yüzde 5’ini ayırdığımız Ar-Ge alanında, ilaç dosyası geliştirme ve ruhsata erişme süreçlerimizi hızlandırarak yenilikçi tedaviler sunma çabalarımızı sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.
Biyoteknoloji Yatırımları
Akandil, “Nobel markasıyla yenilikçi çözümler sunarak ulusal ve uluslararası pazarlardaki payımızı artırmak ve net ihracatçı pozisyonumuzu korumak hedeflerimiz arasında yer alıyor” şeklinde sözlerine devam etti. Ayrıca, biyoteknoloji alanında da sektörün geleceğini değiştirme potansiyeline sahip yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.
2024 yılının ilk yarısında üretim tesislerindeki verimliliği artırmak, Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmak ve küresel pazardaki varlıklarını güçlendirmek adına önemli adımlar attıklarını kaydeden Akandil, mevcut tesislere ve dijitalleşme süreçlerine yatırım yapmaya devam ettiklerini belirtti. Düzce ve Gebze’de tamamlamak üzere oldukları iki yeni binayı çok yakında hizmete alacaklarını ifade etti.
İlaç Sanayiine Özel Ar-Ge Politikası
Türkiye’de ilaç üretimini geliştirmek için atılması gereken adımları üç maddede özetleyen Oğuz Akandil, ilk olarak teknoloji transferinin gerçekleştirilmesi ve ihracat odaklı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Yeni teknolojilerin üretimde kullanılması ve bu teknolojilerin ihraç edilmesinin sektörün küresel pazarda daha etkin olmasını sağlayacağını ekledi.
Kur politikalarına da değinen Akandil, “Yatırımların hız kesmeden devam etmesi, ülkemize yatırım, üretim ve ihracat yoluyla daha çok katma değer sağlamamız, insanımıza yerli imkanlarla daha fazla ilacı erişilebilir kılabilmemiz için ilaç fiyatlarının hesaplanmasında belirlenen kurun bilanço üzerinde yarattığı dalgalanmanın hafifletilmesi kritik bir önem taşıyor” dedi.
Son olarak, ilaçta Ar-Ge teşviklerine dikkat çeken Akandil, “Devletimizin sunduğu Ar-Ge teşvikleri var ancak ilaç sanayine özel bir Ar-Ge politikası olmalı” şeklindeki görüşünü paylaştı.
Nadir Hastalıklar ve Yerli Üretim
Nobel İlaç olarak soğuk algınlığından onkolojiye kadar uzanan 14 terapötik alanda 100’ün üzerinde ürün ile tıbba hizmet ettiklerini söyleyen Oğuz Akandil, “Ülkemiz ilaç sanayinde en geniş molekül üretim portföyüne sahibiz. Hammadde üretim tesislerimiz ve Ar-Ge yatırımlarımız, ruhsatlandırma süreçlerinde bize hız kazandırıyor. Üretimden Ar-Ge’ye kadar tüm süreçlerde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla hem insanların ilaca erişimini kolaylaştırıyor hem de ülke ekonomisinde önemli bir rol üstleniyoruz” şeklinde konuştu.
Nadir hastalıkların tedavisinde yerli üretime önem verdiklerini de belirten Akandil, “Nadir hastalıkların teşhisi oldukça zor, tedaviye yönelik ilaçları ise ithalata bağımlı, erişimi kolay değil. Ar-Ge’ye, hammaddeye ve üretime yatırım yaparak ‘yetim ilaç’ olarak tanımlanan bu ilaçların yerli üretimini destekliyoruz” dedi.
Nadir hastalıklar arasında sayılan İdiyopatik Pulmoner Fibrozis, Tirozinemi Tip 1 ve Mikozis Fungoides’in tedavisi için bitmiş ilaç ürettiklerini ifade eden Oğuz Akandil, “Bu sayede hem çocuklar ilaca daha hızlı erişebiliyor hem de çok pahalı olan bu ilaçları ithal etmek zorunda kalmıyoruz” diye ekledi.