Türkiye İhracatında Zorlu Süreç
Nurdoğan A. ERGÜN Türkiye’nin ihracat rakamları, 2023 yılının ilk 7 ayı itibarıyla yüzde 4.1’lik bir artış gösterse de, ihracatçılar bu sonuçtan pek memnun değil. Geçen yıla göre en az yüzde 10’luk bir büyüme hedeflenmesi gerektiğini belirten ihracatçılar, “Nefes alamıyoruz. Ekonomi politikaları böyle devam ederse, 2024 yıl sonu hedefi olan 267 milyar dolarda negatif yönde bir sapma yaşanacak” yorumunu yapıyor.
Türk ihracatının lokomotifi olan ana sektörlerde yaşanan küçülmelere dikkat çeken ihracatçılar, “Türk ihracatçısı süper ligden alt lige düşüyor ve bu daha buzdağının görünen yüzü” diyor. Ayrıca, ‘pahalı’ da olsa alınan kredilerin geri ödeme sürecinin başladığını vurgulayan ihracatçılar, bu sürecin ‘sancı’ ve ‘yıkıcı’ olacağı endişesini paylaşıyor; nakit krizinin birçok firmayı iş hayatından koparacağını belirtiyorlar.
Kredi Faizlerinin Artışı
Geçen yılın kasım ayından itibaren Merkez Bankası’nın politika faizlerini artırmaya başlamasıyla birlikte, bankalar da hem mevduat hem de kredi faizlerini yükseltmeye yönelmişti. Ticari kredide faiz oranları %58.5, ihtiyaç kredisinde ise %76’lara kadar çıkmış durumda. İş dünyasının temsilcileri, uzun zamandır krediye erişimin çok maliyetli olduğundan şikayet ediyor.
“Faizler ödenip borç çevrilmeye çalışılacak” 8 ila 12 ay vadeli alınan kredilerin geri ödeme sürecinin ağustos sonu itibarıyla başlayacağını hatırlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yılın son çeyreği ile 2025’in başında şirketlerde yaşanacak ‘sıkışmaya’ dikkat çekiyor. “Ucuz olan kredilerin ödeme süreleri bitti, şimdi pahalı kredilerin geri ödemeleri başlıyor” diyen Gültepe, “Firmalar, kredi borçlarını erteleyemeyeceği için faizini ödeyip borcu çevirmeye çalışacak. Bu yılın son çeyreği ve 2025’in ilk çeyreğinde pahalı kredi borçları şirketleri sıkıştıracak. Hatta sıkıştırma başladı bile. Şirketler bu yükü kaldıramaz” diye ekliyor.
Konkordato İlanları ve Ekonomik Sıkıntılar
“Konkordato sayısı %100 artacak” Şu anda sanayiyi spesifik olarak destekleyecek bir politika izlenmediğini belirten Gültepe, “Mevcut politikaların çıktılarını 2025 Ocak-Mart döneminde alacağız. Ancak görünen o ki mevcut kur politikalarıyla 267 milyar dolar hedefine ulaşmak zor olacak” diyor. Bu süreçte birçok firmanın oyun dışında kalacağını kaydeden Gültepe, 2023 yılı toplamında 500 konkordato ilan edilirken, bu yılın ilk 7 ayında bu sayıya ulaşıldığını belirtiyor. Yıl sonuna kadar konkordato sayısında %100’lük bir artış olabileceğini öngören Gültepe, “Hem sayı hem de bedel olarak geri dönmeyen kredilerdeki artış bu süreci hızlandırıyor” dedi. Üretimin can çekiştiğini ifade eden Gültepe, “Küçülüyoruz, talebin küçülmeye etkisi %20. Asıl etki ise %80 ile ekonomi politikalarından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
İhracatçının Süper Ligden Düşüşü
“İhracatçı süper ligden düşürülüyor” Türk ihracatçısının takım olarak kadrosunu süper lige uygun bir şekilde oluşturduğunu ve burada mücadele ettiğini belirten Gültepe, “Takım iyi, kurallara uygun oynamaya devam ediyoruz ama bir başkası geliyor ve ‘sen alt kümeye in’ diyor. Öyle bir politika yapılıyor ki seni alt kümeye itiyor. Madem ki yüksek döviz enflasyona yol açıyor, neden hala fiyatlar yükselmeye devam ediyor? Bunun matematiği yok. Bu saatten sonra artık yavaş yavaş değil, birden düşelim, biz de uğraşmayalım” diye ifade ediyor.
Kur ve Ekonomi Üzerine Değerlendirmeler
“Kurla işimiz yok ama döviz karpuzdan ucuz” Türkiye’nin pahalı değil ‘çok çok pahalı’ bir ülke konumuna geldiğini vurgulayan Gültepe, bu nedenle siparişlerin de içerde tutulamadığını ifade ediyor. Türkiye’nin rakiplerine göre %40-50 daha pahalı bir noktaya geldiğini söyleyen Gültepe, “İhracatçının kur’a takıldığı algısı yanlıştır. Bizim kur’la işimiz yok. Bugün sadece Uzakdoğu, Mısır değil, Avrupa’da da bazı ülkelerden daha pahalı durumdayız. Bu yıl kurun artışı %25, maliyetlerimizin artışı ise %100’ün üzerinde. Ekonomi politikaları değişmediği sürece yarın da iki sene sonra da bu konuları tartışmaya devam edeceğiz” şeklinde yorumda bulundu. Gültepe, “Mehmet Şimşek’in politikalarından şikayetçi misiniz?” sorusuna, “Enflasyonla mücadele etmemiz gerekiyor. Bu tür durumlarda zarar edebiliriz. Sürdürülebilir olmanın sınırlarını zorluyoruz. Bu dönemde sanayici biraz unutulmuş durumda. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz, karpuzdan daha ucuz” yanıtını verdi. Kurun son 3 ayda hiç artmadığını, ancak enflasyonun yükseldiğini belirten Gültepe, “Kur enflasyonu tetikliyordu. Döviz 3 aydır artmıyor ama fiyatlar yükselmeye devam ediyor. Doların 33 TL ile 37 TL arasında olmasının hiçbir farkı yok” dedi.
Hazır Giyim Sektöründeki Sorunlar
“30 milyar dolarlık sektör göz ardı ediliyor” Özellikle hazır giyim sektöründe yaşanan küçülmelerin ‘endişe verici’ bir boyuta ulaştığını belirten Gültepe, sektörde %50’ye varan oranlarda kapasite düşüşleri olduğunu ifade etti. “Bu sektör, 30 milyar dolar kazandırıyor; bunun 20 milyar doları net döviz girdisi. Dünya Bankası’ndan 3.5 milyar dolar para aldık diye açıklamalar yapılıyor. Denize girmişiz, çıkmak için basacak yer yok. İşletmeler, yaşamak için mecburen küçülmek zorunda kalıyor” dedi.
Mobilya Sektöründeki Durum
Onur Kılıçer: Mobilya kenti Kayseri’de konuşan Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı R. Onur Kılıçer, “Türkiye’nin en büyük markaları Kayseri’de. Türkiye, Avrupa’nın en büyük üreticisi, MDF’de dünyanın dördüncüsüyüz. Ama bugün Kayseri’den 1450 dolara sarılan yatak odası takımı, yurtdışında 450 dolara mal edilebiliyor” dedi. Mobilya fiyatlarının enflasyon artışının gerisinde kaldığını vurgulayan Kılıçer, “Enflasyon %70 açıklanırken bir yatak odasının fiyatı ancak %50 arttı” dedi. Bölgedeki birçok elektrikli ev aletleri firmasının ayakta kalma mücadelesi verdiğini belirten Kılıçer, “Kuzey Afrika’nın en büyük tedarikçisi olan bir firma şu anda üretimi yavaşlatıyor. Konkordato ilan eden yatakçılarımız var. İşçi çıkarmalar başladı. Hepimiz enflasyonla mücadele ediyoruz ama aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi veriyoruz” diye ekledi.
Kuyumcu Sektöründeki Baskılar
Burak Yakin: Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Burak Yakın, son günlerde kuyumculara yönelik denetim baskınlarını eleştirerek, uygulamanın yanlış olduğunu söyledi. “Biz de kayıt altına alınmak istiyoruz” diyen Yakın, ‘baskın’ uygulamasını doğru bulmadıklarını, asıl kayıtdışılığın nedeninin uygulanan muhasebe sistemi olduğunu ifade etti. Yıllardır ‘altın esaslı muhasebe’ sistemi istediklerini belirten Yakın, “Denetime karşı değiliz ama kayıtdışı olanlara baskın yapılsın. Zaten sektörde düzgün çalışan, vergisini veren kuyumculara baskın yapıldı. Diğer yandan biz altın bozdururken 2-3 tane evrak imzalatıyoruz ama her müşteri bunu imzalamıyor” dedi. Altın esaslı muhasebe sisteminin uygulanmasıyla sektörün %90 kayıt altına alınacağını vurgulayan Yakın, “Bizim 17-18 milyar dolar ihracatımız var. Bir de sınır ticareti ile giden var. Yabancı kredi kartıyla satılan 3 milyar dolar var. Bu, hizmet ihracatında sayılıyor” şeklinde ifade etti.
Makine Sektöründeki Kayıt Dışı Ekonomi
Kutlu Karavelioğlu: TİM Başkanvekili ve Makina ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektördeki sıkıntılardan birinin de ‘gölge ekonomi’ olarak tanımladığı kayıt dışılık olduğunu belirtti. Sektörde işini hakkıyla yapanlar, AR-GE’ye yatırım yapanlar ve bunları kopya edenler arasında bir ayrım olduğunu dile getiren Karavelioğlu, “Avrupa’da buna kayıt dışı ekonomi demiyorlar, gölge ekonomi demeyi tercih ediyorlar. Çünkü bazı sektörlerin denetlenemeyeceği, denetlemenin fizibilitesinin olmayışı gibi meseleler var. Avrupa’da %1 gibi bir kayıt dışılık varsa, bizde %24-25’e ulaştı” dedi.
Tekstil Sektöründeki Sorunlar
Zeki Kıvanç: Tekstil işiyle uğraşan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, tekstil sektöründeki daralmalara dikkat çekti. Tekstil ihracatının 1.5 yıldır gerilediğini kaydeden Kıvanç, “Tekstil ve konfeksiyonda işler iyi gitmiyor. 6-7 aydır iplik fabrikalarında kapasitenin %40’ı çalışıyor. Her gün kan kaybediyoruz” dedi. Bir yandan ara eleman sorununu artmasına, diğer yandan da istihdam kayıplarına dikkat çeken Kıvanç, “Her ne kadar işlerimiz sıkıntılı da olsa, çalışanlarımızı kaybetmeme adına toplamda 4 bin 500 lira bütün çalışanlarımıza seyyanen destek verdik” diye konuştu.