TCMB’nin Son Faiz Kararı ve Yabancı Yatırımcıların Gözlemleri
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararı metninde yapılan değişiklikler, yabancı yatırımcıların dikkatini üzerine çekmiş durumda. Özellikle, UBS ve Deutsche Bank gibi büyük finans kuruluşları, bu değişikliklerin genel ekonomik etkileri üzerine detaylı raporlar hazırladı.
UBS Ekonomisti Gyorgy Kovacs ve Stratejisti Nimrod Mevorach tarafından kaleme alınan 19 Eylül tarihli raporda, TCMB’nin metin değişikliklerinin daha az şahin bir yönlendirme içerdiği vurgulandı. Raporda, TCMB açıklamasındaki tonun bariz bir şekilde değiştiği ifade edilirken, bu durumun Ekim ayındaki bir sonraki toplantıda faiz indirimine gideceği anlamına gelmediği belirtildi. UBS, TCMB’nin politikalarına dair önceki görüşlerini koruduğunu da ifade etti. Raporun ilgili kısmında şu ifadelere yer verildi:
- “Biz hâlâ ilk faiz indiriminin Kasım ayında gerçekleşebileceğine inanıyoruz, ancak gevşeme döngüsünün ertelenme riskinin de farkındayız.”
Deutsche Bank’tan Yorumlar
Deutsche Bank da UBS’in görüşlerine paralel bir değerlendirme yaparak, TCMB’nin metnindeki değişikliklerin yönlendirmenin daha az şahin bir ton almasına yol açtığını ifade etti. Ekonomist Yiğit Onay ve Stratejist Christian Wietoska imzasıyla yayımlanan 19 Eylül tarihli notta, Deutsche Bank, TCMB’nin açıklamasında güvercin tonda küçük bir değişiklikle ihtiyatlı duruşunu sürdürdüğünü belirtti.
TCMB’nin sıkılaştırma ifadesini metinden kaldırması, enflasyon risklerine karşı mevcut para politikası araçlarını kullanmaya devam edeceği mesajını taşımaktadır. Deutsche Bank, iç talepteki yavaşlamanın devam etmesi, yurt içinde süregelen ters dolarizasyon ve olumlu dış koşulların etkisiyle TCMB’nin şahin tonunu yumuşatmasının kolaylaştığını vurguladı. Ancak, TCMB’nin parasal gevşemeye dair herhangi bir açık atıfta bulunmadığını da ekledi.
Banka, bu durumu daha nötr bir duruşa geçiş olarak değerlendirdi. Deutsche Bank’ın baz senaryosuna göre, TCMB’nin faiz indirim döngüsüne Kasım ayında 250 baz puan ile başlaması bekleniyor. Ancak, raporda yer alan riskler, faiz indirimlerine daha erken değil de daha geç başlanması olasılığını artırıyor.
Deutsche Bank’ın raporuna göre, yapışkan hizmet enflasyonu, kırılgan yatırımcı beklentileri, yoğun TL pozisyonu, maliye politikasının seyri ve para birimi üzerindeki artan satış baskısı, gevşeme döngüsünün başlangıcını erteleyebilecek unsurlar arasında sıralanıyor.