Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın Yıllık Toplantıları
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantıları, küresel ekonomik belirsizlikleri ele almak üzere maliye bakanları, merkez bankası yöneticileri ve sivil toplum kuruluşlarından 10 binden fazla katılımcıyı bir araya getirecek. Bu önemli etkinlikte, düzensiz küresel büyümeyi artırma, borç sıkıntılarıyla başa çıkma ve yeşil enerji geçişine yönelik finansman gibi konular masaya yatırılacak. Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan da toplantılara katılarak uluslararası iş birliğine katkı sağlayacaklar.
Toplantılar, enflasyonun yavaş yavaş kontrol altına alınmaya çalışıldığı ancak siyasi ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde gerçekleştirilecek. ABD’de yaklaşan başkanlık seçimleri nedeniyle belirsizlikler, kamu borçlarının artışı, Orta Doğu’daki çatışmaların giderek tırmanması, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve Tayvan Boğazı’ndaki gerginlikler, küresel ekonominin olumlu yönlerini gölgede bırakacak gibi görünüyor.
Pazartesi günü başlayacak olan toplantılar, haftanın ilerleyen günlerinde daha yoğun bir şekilde devam edecek. Bu toplantılar, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen için muhtemelen son toplantı olma özelliğini taşıyor. Yellen, Biden yönetiminin çok taraflı ekonomik ve iklim çabalarının önemli bir lideri konumunda bulunuyor.
IMF Başkanı Kristalina Georgieva, toplantılar öncesinde yaptığı açıklamada, katılımcılardan zafer sevinci beklememelerini istedi. “Benim beklentim, insanların buradan biraz moralli ama aynı zamanda harekete geçmek için yüksek vitese geçmeleri gerektiği hissiyle ayrılmaları” ifadelerini kullandı. Bu, toplantılarda ele alınacak konuların ciddiyetine ve katılımcıların üzerindeki baskıya işaret ediyor.
AMB eski başekonomistlerinden Peter Praet ise, “Dağılmakta olan bir dünyada nasıl yumuşak iniş yapabilirsiniz? ABD’nin veya herhangi bir ekonominin mevcut ortamda yumuşak iniş yapabileceğini sanmıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Bu yorum, ekonomik belirsizliklerin ve karmaşanın artış gösterdiği bir ortamda, küresel ekonomik istikrarın ne denli zor bir hedef olduğuna dikkat çekiyor.