Son raporlara göre, yeni nesil kablosuz ağlar, saniyede 938 gigabite kadar ulaşabilen etkileyici hızlarla karşımıza çıkıyor. Bu hız, mevcut 5G ağ bağlantılarının hızının yaklaşık 9.000 katı anlamına geliyor. Henüz kullanım aşamasına gelmemiş olan 6G ağları, New Scientist’in makalesine göre, saniyede 20’den fazla ortalama uzunlukta film gönderme kapasitesine sahip olma potansiyeline sahip.
6G’nin, 5G’nin karşılaştığı en büyük sorun olan veri yoğunluğu problemini çözmesi bekleniyor. 5G’nin sınırlı bant genişliği nedeniyle, büyük etkinlikler, konserler ve spor müsabakaları gibi kalabalık ortamlarda, aynı anda çok sayıda bağlantının bulunması mobil ağların performansını ciddi şekilde etkileyebiliyor. Bu bant genişlikleri, ülkeden ülkeye değişiklik göstermesine rağmen, genel olarak 6 gigahertz’in altında ve çoğunlukla daha dar frekans bantları ile sınırlıdır.
Yeni nesil 6G ağlarıyla birlikte, mobil trafik bu dar bantların dışına çıkarak çok daha geniş bir spektrumda yayılma potansiyeline sahip. Makalede bahsedilen yeni bir deneyde, araştırmacılar radyo dalgaları ve ışık kullanarak 5 gigahertz ile 150 gigahertz arasındaki geniş bir aralığı değerlendirdiler. Araştırmacılar, sinyalin ve ağın genel işleyişinin iyileştirilmesi amacıyla, şu anda radyo dalgaları aracılığıyla veri iletmek için kullanılan standart dijital-analog dönüştürücülerden faydalandılar. Ardından, radyo dalgalarının genellikle zorlandığı yüksek frekanslar için alternatif bir yöntem eklediler.
Bu çeşitli teknolojilerin bir arada kullanılması, ağın daha verimli çalışmasını sağlarken, yeni nesil bileşenlerin her iki sinyali de alabilmesine olanak tanıdı. Bu sayede 6G ağı üzerinden paylaşılan verilerin daha güvenli ve hızlı bir şekilde iletilmesi sağlanırken, 900+ gigabit hızlarına daha etkin bir şekilde ulaşım sağlandı. Ancak, bu hız çoklu veriler için bir rekor olsa da, tekli sinyallerin saniyede bir terabiti aşan hızlarla çok daha hızlı bir şekilde iletildiğini belirtmek önemlidir.