2024 Yılı Küresel İklim Değişikliği ve Aşırı Hava Olayları
2023 yılı, iklim kayıtlarına geçen en sıcak yıl olarak tarihe geçti. Ancak, 2024 yılı da sıcaklık açısından 2023’ü geçme yolunda ilerliyor. Bu ısınma, geçen yıl içerisinde termometrelerin yükselmesinden çok daha fazla soruna yol açtı. World Weather Attribution (WWA) tarafından yayımlanan yıllık “Aşırı Hava Koşulları” raporu, 2024 yılında insan kaynaklı ısınmanın rekor bir artış göstererek 1.3°C yükseldiğini ve bunun “acımasız sıcak hava dalgalarına, kuraklığa, orman yangınlarına, fırtınalara ve sellere” neden olduğunu ortaya koydu. WWA, iklim değişikliğinin 2024 yılı itibarıyla en az 3.700 ölüme ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine yol açan 26 hava olayına neden olduğunu tahmin ediyor.
Raporda, 2024 yılında etkili hava olaylarını belirlemek için “tetikleyici kriterleri” karşılayan toplam 219 olay kaydedildi. Bu olayların çoğu, El Niño olarak bilinen doğal iklim düzeninden etkilenmiş olsa da, WWA’nın araştırmaları, “iklim değişikliğinin, Amazon’daki tarihi kuraklık da dahil olmak üzere bu olayları körüklemede El Niño’dan daha büyük bir rol oynadığını” göstermektedir. İklim değişikliği, ortalama 41 ek tehlikeli sıcak gün eklerken, dünya çapında rekor düzeyde yağmur ve sel olaylarına da zemin hazırladı.
16 sel olayı üzerinde yapılan bir çalışma, bunlardan yalnızca bir tanesinin ısınan atmosferler tarafından meydana gelmediğini ortaya koydu. Kalan tüm olaylar, daha fazla nemi tutan ve daha yoğun yağışlara yol açan ısınan atmosferler tarafından tetiklendi. Ayrıca, bu iklim koşulları, Eylül ayında Amerika’yı etkileyen 4. Kategori Helene Kasırgası gibi daha büyük ve daha ölümcül kasırgaların ve tayfunların da güçlenmesine neden olabiliyor. Kuzey Karolina’nın Devlet Bütçesi ve Yönetimi Ofisi, Helene Kasırgası’nın yalnızca eyalette 53,8 milyar dolarlık bir hasara yol açtığını tahmin ediyor.
Amazon Yağmur Ormanları ve Pantanal Sulak Alanı Tehlikede
Amazon yağmur ormanı ve Pantanal Sulak Alanı, 2024 yılındaki iklim değişikliklerinden ciddi anlamda etkileniyor. Bu durum, “muazzam biyolojik çeşitlilik kaybına” yol açan şiddetli kuraklıklar ve orman yangınları ile kendini gösteriyor. Her iki bölge de, dünya ekosistemlerinin, ikliminin ve ekonomilerinin sürdürülebilirliğini koruması açısından kritik bir öneme sahiptir. Amazon’un bitki örtüsü, fotosentez yoluyla atmosferden karbondioksiti uzaklaştırarak, atmosferin su dengesini sağlamada önemli bir rol oynamaktadır. Bu süreç, iklimin kontrol edilmesine ve okyanus akıntılarının düzenlenmesine yardımcı olur.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) vurguladığı üzere, Pantanal Sulak Alanı, on binlerce yaban hayatı türüne ev sahipliği yapmanın yanı sıra, bölge için hayati önemde taşkın kontrolü sağlamaktadır. Ayrıca, sığır yetiştiriciliği ve soya üretimi gibi küresel ekonomik faaliyetlerin de temelini oluşturmaktadır. WWA’nın raporu, iklim değişikliğinin artan etkisiyle mücadele etmek için 2025 yılına yönelik bazı kritik kararlar öneriyor. Bu öneriler arasında, fosil yakıt kullanımından “daha hızlı bir uzaklaşma”, aşırı hava olayları için erken uyarı sistemlerinde iyileştirmeler, ısıyla ilgili ölümlerin raporlanmasına daha fazla odaklanma ve iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen gelişmekte olan ülkeler ve bölgeler için finansman çağrısı yer alıyor.