Akış Hizmetlerinin İklim Üzerindeki Etkisi
Netflix, Disney Plus gibi popüler akış platformlarında dizi ve film izlemek, gündelik yaşamda zararsız bir eğlence olarak algılansa da, uzmanlar bu durumun iklim krizi üzerindeki olumsuz etkilerini vurguluyor. Yeni bir araştırmaya göre, küresel TV ve video akış hizmetleri endüstrisi yılda yaklaşık 54 milyon ton CO2 emisyonu yayıyor. Bu emisyon, toplam küresel salınımların yaklaşık %4’ünü oluşturuyor ve bu oran, havacılık sektörünün (%2) iki katına, veri merkezi sektörünün (%1) ise dört katına denk geliyor.
Akış hizmetlerinin çevresel etkisi, bu platformların veri aktarımı için gereken enerjinin büyük bir kısmını yenilenemeyen kaynaklardan, özellikle de gaz ve kömür gibi fosil yakıtlardan sağlamasından kaynaklanıyor. InterDigital Video LaboratuvarlarıLionel Oisel, “TV ve video sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak, tüm sektörün ortak sorumluluğudur” diyerek, “TV ve video akışı sektörünün yarattığı etkilerin genel olarak bilinmediğini, bu etkinin havayolu sektörünün emisyonunun iki katına denk geldiğini” belirtti.
Veri Merkezleri ve Enerji Tüketimi
Kullanıcıların Netflix gibi yayın hizmetlerinde içeriklere erişebilmesi için, verilerin enerji tüketen kablolar, yönlendiriciler ve veri merkezlerinden oluşan karmaşık bir ağ üzerinden geçmesi gerekiyor. Veri merkezleri, internetin çalışması için gerekli olan milyonlarca bilgisayara (sunucu) ev sahipliği yapıyor ve bu sunucuların sürekli olarak enerjiye ihtiyacı var. Tahmin edileceği üzere, bu geniş ağlar 7/24 büyük miktarda elektrik tüketiyor. Eğer bu elektrik fosil yakıtların yanmasıyla elde ediliyorsa, sonuç olarak önemli miktarda karbondioksit (CO2) salınımı gerçekleşiyor.
InterDigital, geçmişte TV ve video sektörünün karbon emisyonlarının düşük olduğu düşüncesinin artık geçerliliğini yitirdiğini, zira yayıncılığın giderek daha fazla enerji tükettiğini ifade ediyor. Sürekli artan kullanıcı sayıları ve daha fazla enerji tüketen 4K ve 8K televizyonların benimsenmesi, bu sorunu daha da büyütüyor. Uzmanlara göre, televizyonlar 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 54 ton CO2 emisyonu üretecek ve bu miktar, yaklaşık 11,7 milyon binek aracın yıllık emisyonuna eşit olacak.
Video Trafiğinin Artışı
Dünya genelinde internet trafiğinin %80’inin video içeriklerinden oluştuğu tahmin ediliyor. Bu durum, kullanıcıların Netflix gibi akış hizmetlerine yönelmesi ve daha yüksek çözünürlüklü televizyonların artışıyla daha da belirgin hale geliyor. Raporda, dünya genelinde 2,2 milyar televizyon bulunduğu, bunların 858 milyonunun 4K televizyon olduğu ve bu sayının 2022’den bu yana %18 oranında artış gösterdiği belirtiliyor. Royal Society, akıllı telefon üzerinden bir saatlik yayın yapmanın, 4K veya UHD (Ultra Yüksek Çözünürlük) formatında, SD (Standart Çözünürlük) formatına göre yaklaşık sekiz kat daha fazla emisyon ürettiğini vurgulamıştı.
Büyük Etkinliklerin Karbon Ayak İzi
Ayrıca, Paris Olimpiyatları gibi büyük küresel spor etkinliklerinin yayıncılığın karbon ayak izini artırmadaki rolü de dikkat çekiyor. Spor etkinliklerinden kaynaklanan küresel karbon emisyonunun yıllık 300 ton CO2 seviyesinde olduğu ve bu miktarın Polonya’nın yıllık karbon ayak izine eşit olduğu ifade ediliyor.
Gelişen Teknoloji ve Enerji Tasarrufu
Neyse ki, video eğlence cihazları daha enerji verimli olacak şekilde gelişiyor. Televizyonlar, set üstü kutular, medya akış cihazları, oyun konsolları, akıllı telefonlar ve tabletler gibi cihazların genel enerji tüketimi 2020’den bu yana %17 oranında azalmış durumda. Ayrıca, bu cihazların enerji tüketiminde 2028 yılına kadar %12 daha bir azalma bekleniyor.