Günlük yaşantımızda farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz küçük hareketler, aslında beynimizin çalışma biçimine dair önemli ipuçları barındırıyor olabilir. York Üniversitesi’nde gerçekleştirilen heyecan verici bir araştırma, bu küçük hareketlerin otizm spektrum bozukluğunun erken teşhisinde yeni bir kapı aralayabileceğine işaret ediyor. Üstelik, yalnızca iki parmağa yerleştirilen sensörler ve yapay zeka (AI) algoritmaları sayesinde…
Bilim insanları, 59 genç yetişkinin parmak hareketlerini detaylı bir şekilde analiz ederek otizm belirtilerini tespit etmeye çalıştı. Katılımcılardan, yalnızca başparmak ve işaret parmaklarını kullanarak farklı boyutlardaki dikdörtgen nesneleri kaldırmaları istendi. Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan nesnelerin tercih edilmesiyle, test ortamı gerçek hayata uygun hale getirildi. Her bir katılımcının parmaklarına, çok küçük ve hafif hareket sensörleri yerleştirildi ve kavrama sırasında gerçekleşen hareketler sistemli bir şekilde kaydedildi. Araştırmacılar, bu basit görünen hareketlerden; parmakların hızından, elin izlediği yolun kıvrımlarına ve nesneye temas etme süresine kadar 12’den fazla motor hareket parametresi topladı.
Toplanan bu veriler, çeşitli makine öğrenimi algoritmalarıyla analiz edilerek değerlendirmeye alındı. Sonuçlar ise oldukça dikkat çekiciydi: Yapay zeka modelleri, bir bireyin otizm spektrumunda olup olmadığını %89’a varan yüksek doğruluk oranıyla tahmin edebildi. Ortalama doğruluk oranı ise %84’ün üzerinde gerçekleşti. Bu bulgular, otizmin yalnızca iletişim ve sosyal etkileşim sorunlarıyla değil, aynı zamanda motor becerilerdeki ince farklılıklar ve hareket paternleriyle de kendini gösterebileceğine dair önceki çalışmalarla uyum sağlıyor. Özellikle parmakların hareketleri, beynin görsel algı ve motor entegrasyonu arasındaki karmaşık ilişkiyi yansıttığı için, nörolojik durumlar hakkında önemli bilgiler sunabiliyor.
İlginç olan bir diğer nokta ise bu yöntemin doğrudan ve invazif olmayan yapısı. Beyin görüntüleme teknikleri veya uzun süreli klinik gözlemler yerine, sadece birkaç dakika süren bir test ve yapay zeka analizleri ile otizm tanısı koymak mümkün hale geliyor. Bu sayede, özellikle erken teşhis gereken çocuklar ve gençler için, daha az stresli ve kolay ulaşılabilir bir alternatif ortaya çıkıyor. Ayrıca, bu yöntemle yapılan testlerin maliyetinin de düşük olması, yaygın kullanımını destekliyor. Ancak, araştırmanın bazı kısıtları da bulunuyor. Çalışma, yalnızca ortalama zekaya sahip genç yetişkinler üzerinde gerçekleştirildi. Bu nedenle, yöntemin küçük yaş gruplarında, özellikle de erken çocukluk döneminde ne kadar etkili olacağı konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Ayrıca, araştırma ekibi, bu yöntemin otizmin farklı alt tiplerini ayırt edebilme kapasitesini ve çeşitli eğitim kurumları veya sağlık merkezlerinde pratik uygulama alanlarını geliştirmeyi sürdürüyor. Yine de bu gelişme, gelecekte yapay zeka destekli nörolojik taramaların çok daha erişilebilir, hızlı ve güvenilir hale gelebileceğine dair umut veriyor. Belki de yakında, bir nesneyi tutuş şeklimizden beynimizin derinliklerine dair çok daha fazla bilgi edineceğiz.