Giriş ve Analiz Amacı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hazırladığı ve önde gelen ekonomistleri Ece Taşan Özel, Orhun Özel ile araştırmacı Tahamuhammet Süleyman’ın katkılarıyla ortaya çıkan “Kart Kullanım Oranı ve Kartla Yapılan Harcamalar” başlıklı detaylı analiz, bankanın resmi blog platformu Merkezin Güncesi’nde yayımlandı. Bu çalışma, kart kullanım verilerinin ekonomik talep koşullarını anlamadaki önemine vurgu yaparak, hem güncel gelişmeleri hem de uzun vadeli eğilimleri kapsamlı bir şekilde ele alıyor.
Veri Analizi ve Temel Bulgular
Analizde, kartla yapılan harcamaların yüksek frekanslı veri sunması ve zaman içerisinde ekonomik aktivitenin izlenmesinde sağladığı avantajlar öne çıkıyor. Kart kullanım oranındaki artışın, ekonomik talep ve tüketim eğilimlerini yansıttığı ve bu verilerin, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki özel tüketim kalemiyle uyum içerisinde seyrettiği belirtiliyor. Ancak, son yıllarda kartla yapılan harcamalarda görülen ivmelenmenin, sadece talep artışını değil, aynı zamanda tüketicilerin ödeme tercihlerinde yaşanan dönüşümleri de yansıttığı vurgulanıyor.
Talep Koşulları ve Ödeme Tercihleri
Analizde, özellikle dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin, temassız ve kartlı ödemelerin yaygınlaşmasında önemli rol oynadığına dikkat çekiliyor. Enflasyonun yükselmesiyle birlikte nakit taşımak daha maliyetli hale gelirken, tüketicilerin ödeme alışkanlıklarında kayda değer bir değişim yaşanıyor. Bu dönemde, geleneksel nakit ödemeden, kartlı ve dijital ödemeye geçiş hızla artıyor. Bu nedenle, kartla yapılan harcamaları talep koşullarını daha doğru yansıtacak şekilde izleyebilmek adına, kart kullanım oranı ve tercihlerinin detaylı analiz edilmesi gerekiyor.
Veri Seti ve Hesaplama Yöntemleri
Son dönemdeki kart kullanım oranını daha sağlıklı bir şekilde göstermek amacıyla, toplam harcama ve ödeme tercihlerini dikkate alan yeni seriler geliştirildi. Özellikle akaryakıt sektöründe toplam satışlar ile kartlı harcamalar arasındaki oran kullanılarak, sektöre özgü bir kart kullanım oranı hesaplandı. Bu oran, 2021 yılından itibaren kayda değer bir artış gösteriyor. Bu gelişmenin, diğer sektörlerde de benzer trendler izlediği varsayılırsa, kartlı harcama verilerinin, ödeme tercihlerine bağlı değişimden arındırılmasıyla, toplam tüketim harcamalarının daha doğru ve net bir göstergesi elde ediliyor.
Talep Göstergelerinin Düzeltilmiş Serileri
Analizde, kart kullanım oranlarından yola çıkarak, kart kullanım tercihini düzeltecek seriler oluşturuldu. Bu seriler, fiyat etkilerinden arındırılarak, reel harcama eğilimlerini daha net bir biçimde ortaya koymak amacıyla kullanılıyor. Bu yöntemle, özellikle 2021 sonrasında, kartla yapılan harcamalarda belirgin bir ivmelenme gözlemlenirken, bu artışın, kart kullanım tercihleri ve ödeme alışkanlıklarındaki dönüşümle yakından ilişkili olduğu fark ediliyor.
İkili Analiz ve Sonuçlar
Mevcut analizler, kartla yapılan harcamaların ekonomik talep dinamiklerini takip etmekte değerli öncü göstergeler olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, özellikle son yıllarda bu göstergenin, ivme kazanarak, özel tüketim harcamalarından ayrıştığını gösteriyor. Bu ayrışmanın temel nedeni ise, tüketicilerin nakit yerine kart kullanmaya yönelmesi ve teknolojik altyapıdaki gelişmeler. Dolayısıyla, kart kullanım oranındaki artışın etkisinin dikkate alınmadan, sadece kartla yapılan toplam harcamalara dayanarak yapılan yorumlar, yanıltıcı olabiliyor. Analizler, kart kullanım oranının detaylı ve doğru bir şekilde düzeltilmiş serilere yansıtılmasıyla, daha sağlıklı ve güvenilir talep göstergelerine ulaşmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Genel Değerlendirme ve Ekonomik Çıkarımlar
Sonuç olarak, kartla yapılan harcamaların talep koşullarını yansıttığı ve ekonomik aktivitenin önemli bir göstergesi olduğu belirleniyor. Ancak, bu göstergenin, ödeme tercihleri ve teknolojik gelişmeler nedeniyle yaşanan dönüşümden etkilenmiş olabileceği göz önüne alınmalı. Bu nedenle, özellikle parasal sıkılaşma döneminde, bu göstergenin artış hızının, gerçek talep artışını yansıttığını anlamak adına, kart kullanım oranını ve tercihlerinin detaylı analizi büyük önem taşıyor. Bu sayede, ekonomideki gerçek aktivite ve tüketim düzeyleri daha doğru bir şekilde takip edilebiliyor ve politika yapıcılar için daha güvenilir sinyaller sağlanabiliyor.