Bilindiği gibi, “vergi” devletin kamu alanındaki hizmetlerindekullanmak amacıyla kanunla belirlenen esaslar çerçevesinde kişi veya kurumlardan topladığı para olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifade ile devletin kamu giderlerini karşılamak amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden iktisadi güçlerine göre karşılıksız ve zorunlu olarak kamuya aktardığı ekonomik birim ya da değerler olarak belirtilebilir.
Küreselleşme ile birlikte artık ülkeler ve devletler kendi inisiyatiflerini kullanarak tam bağımsız bir mali politika geliştiremediğinden bu husus özellikle “vergilendirme alanını” önemli ölçüde etkilemektedir. Her ne kadar, “Vergi Sistemi” kanunlar çerçevesinde belirlendiği için ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de “Vergi Sistemi” nde iki ana başlık ön plana çıkar; “Dolaylı Vergi” ve “Dolaysız Vergi”. Bu iki tür arasında “Dolaylı Vergi” hususuna değinmek isterim.
Genel itibarıyla tüm dünya ülkelerine bakıldığında dolaylı vergilere daha çok ilgi duyulmaya başlanmış ve neredeyse son 10 yıllık dönemde dolaylı vergiler diğer vergilere oranla artış göstermiştir.
En genel ifade ile “Tüketim” üzerinden alınan vergiler çok kere ‘dolaylı vergiler’ olarak anılmaktadır. Diğer bir ifade ile dolaylı vergiler tüketimi doğrudan etkileyen, kişinin sahip oldukları üzerinden değil, satın aldığı veya tükettiği ürünler üzerinden alınan vergilerdir. KDV, ÖTV, damga vergisi, harç v.b. örnekler dolaylı vergilere örnek olarak gösterilebilir. Bu verginin diğer vergilerden ayıran en önemli özelliği herhangi bir gelir farklılığına bakılmaksızın herkesin aynı oranda ödediği vergilerdir. Kısacası, yüksek gelirli bir kişi ile ortalama gelirli bir kişi marketten aldığı bir ürün için aynı vergiyi ödemektedir.
Türk vergi sistemine göre dolaylı vergi türleri şu şekilde sıralanabilir; Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) , Özel İletişim Vergisi (ÖİV), Damga Vergisi, Gümrük Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) ve Harçlar.
Üretilen mal veya hizmetin tüketici ile buluşana kadar değer kazandığı ve bu değerden kaynaklı olarak ortaya çıkan vergi türü olarak nitelendirilen Katma Değer Vergisi yani KDV, ürünü veya hizmeti alan kişi tarafından ödenen bir vergi olarak tanımlanabilir. Bunun yansıra; Özel Tüketim Vergisi, zaruri olmayan belirli ürün gruplarına uygulanan bir vergidir. Örneğin; Otomobil, beyaz eşya, cep telefonu, akaryakıt v.b. ürünlerin satışından belirlenen orana göre ÖTV vergisi uygulanır.
Yine, iletişim kurmaya yardımcı telekomünikasyon hizmetleri için uygulanan bir vergi türü olan Özel İletişim Vergisi de; her türlü mobil elektronik haberleşme ile kablolu, kablosuz ve mobil internet sağlama hizmetlerinden fatura kapsamında tüketiciden alınır. Diğer yandan, Resmi belge niteliğindeki tüm belgeler için alınan vergiye Damga Vergisi ve Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği gibi bir eşyaya uygulanan ithalat ve ihracat vergilerinin tümü ise Gümrük Vergisi olarak adlandırılır.
Banka ve sigorta işlemleri başta olmak üzere genel olarak tüm finansal işlemlerden ise Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi alınır. Son olarak, harçlar olarak ifade edilen başka bir dolaylı vergi türünde ise bazı kamu hizmetlerinden yararlanmak isteyen kişiler hizmet aldığında bu vergiyi ödemekle mükelleftir. Örneğin; pasaport, noter veya ruhsatname gibi iş ve işlemlerde kişiler hizmetler dahilinde belirlenen tutar ve oranda bir ödemede bulunurlar.
Birçok ülkedeki vergi rejiminde “dolaylı vergiler” in baskın olduğu görülmekte, kişilerin harcamalarının üzerinden alınan dolaylı vergilerin kamu maliyesi açısından da önemli bir gelir kaynağı olduğu tespit edilmektedir.
Dolaylı vergiler, vergi konusunda çeşitli düzenlemelere giden ve ortak pazarda rekabeti sağlamayı hedefleyen Avrupa Birliği (AB)’nin de çalışma alanına girmiş, özellikle Roma Antlaşması’yla beraber konunun varlığı sürmüştür. Dolaylı vergiler, dolaysız vergilere göre ülkeler arası etkileşimi ve ilişkiyi daha çok ilgilendirdiğinden, AB, dolaylı vergilerin düzenlenmesi konusunda iki öncülden yola çıkarak sağlıklı bir ortak pazar ortamı kurmayı ve ayrımcı vergilendirmeyi de azaltmayı hedeflemiştir.
Görüldüğü üzere hem ulusal hem de uluslararası alanda oldukça özel bir öneme sahip “dolaylı vergiler” vergi gelirinin en büyük iki gelir kaleminden birini oluşturmaktadır. Bu yönüyle, dolaylı vergi gelirinin diğer vergi gelirlerine oranla daha adil olması toplum refahının da sağlanması noktasında değerlidir. Bu beraberinde vergide adalet konusunda da rehberlik sağlayacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar
Dr. Biltekin, ÖZDEMİR; “Vergi Sistemlerinde Dolaysız Vergilerden Dolaylı Vergilere Kayış ya da Tüketim Vergilerinin Artan Ağırlığı”, Maliye Dergisi, Sayı 157, Temmuz-Aralık 2009.
Harun, TERZİ, Süleyman, YURTKURAN; “Türkiye’de Dolaylı/Dolaysız Vergi Gelirleri ve GSYH İlişkisi”, Maliye Dergisi, Temmuz-Aralık 2016, s. 19-33.
https://oad.org.tr/yayinlar/dolayli-vergi-dolaysiz-vergi-nedir/
https://www.edenred.com.tr/dolayli-vergi-nedir-turleri-nelerdir
Uğur, AKKOÇ, Selçuk GEMİCİOĞLU, Burça, KIZILIRMAK “Türkiye’de Dolaylı Vergi Yükü ve Dolaylı Vergilerin Artan Oranlılığı”, Sosyoekonomi, Cilt: 31, Sayı: 55, s. 321-346; Sosyoekonomi » Makale » Türkiye’de Dolaylı Vergi Yükü ve Dolaylı Vergilerin Artan Oranlılığı (dergipark.org.tr)
Haldun, SOYDAL, Levent, YILMAZ; “Türkiye’de Dolaylı Ve Dolaysız Vergiler Ve Ekonomiye Etkileri”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 1-2, s. 295-308; Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi » Makale » TÜRKİYE’DE DOLAYLI VE DOLAYSIZ VERGİLER ve EKONOMİYE ETKİLERİ (dergipark.org.tr)