OPEC’in 2050 Küresel Enerji Görünümü Raporu Yayınlandı
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), 2050 yılına kadar küresel enerji görünümüne dair orta ve uzun vadeli tahminleri içeren Dünya Petrol Görünümü raporunu yayımladı. Bu rapora göre, küresel enerji talebinin, nüfus artışı ve ekonomik kalkınmaya bağlı olarak güçlü bir şekilde artmaya devam etmesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl, tüm enerji kaynaklarında bir büyüme gözlemlenirken, küresel enerji talebi önceki yıla kıyasla yaklaşık %1,6 oranında artış gösterdi. Bu büyümenin büyük ölçüde Çin, Hindistan ve Orta Doğu gibi gelişmekte olan bölgelerde gerçekleştiği, OECD ülkelerinde ise talebin büyük ölçüde sabit kaldığı belirtiliyor.
Raporda, uzun vadede küresel enerji talebindeki büyümenin, kısa vadelerde görülen yüksek oranlardan daha ılımlı bir büyüme sürecine geçiş yapacağı öngörülüyor. Bu durum, nüfus artışı ve ekonomik büyümedeki yavaşlamanın yanı sıra enerji verimliliği ve dönüşümündeki gelişmelerden kaynaklanmaktadır.
Günlük 374 Milyon Varile Ulaşacak
OPEC’in raporuna göre, küresel birincil enerji talebinin 2050 yılına kadar geçen yıla kıyasla yaklaşık %24 artışla günlük 374,1 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacağı öngörülüyor. Bu artış, günlük 72,9 milyon varil petrol eşdeğeri büyümeye denk gelmekte olup, tahmin dönemi boyunca yıllık ortalama %0,8’lik bir büyümeyi ifade etmektedir. Bu süreçte, OECD dışı ülkelerin günlük 73,5 milyon varil petrol eşdeğeri artışla küresel birincil enerji talebindeki büyümenin ana motoru olması bekleniyor. Öte yandan, OECD ülkelerindeki talebin ise günlük yaklaşık 600 bin varil petrol eşdeğeriyle bir miktar azalacağı tahmin ediliyor. Bu bağlamda, 2050 yılında OECD dışı ülkelerin enerji talebindeki payının %71,5’e yükseleceği, OECD ülkelerinin payının ise %28,5’e gerileyeceği öngörülmektedir.
Kömür Hariç Tüm Kaynaklara Talepte Artış Bekleniyor
Raporda, 2023-2050 döneminde kömür hariç tüm birincil yakıtlara yönelik talebin artmasının beklendiği ifade ediliyor. En büyük artışın rüzgar ve güneş başta olmak üzere diğer yenilenebilir enerji kaynaklarında yaşanacağı öngörülmektedir. Geçtiğimiz yıl günlük 9,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesindeki diğer yenilenebilir kaynakların, günlük 42,9 milyon varil petrol eşdeğeri büyümeyle 2050’de günlük 52,4 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşacağı hesaplanmaktadır. Bu artışta, uygun enerji politikalarının yanı sıra azalan elektrik üretim maliyetlerinin de etkili olması bekleniyor.
Bu dönemde, ikinci en büyük artışın doğal gazdan geleceği tahmin edilmektedir. Doğal gaz talebinin, geçen yıla kıyasla günlük 20,5 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 2050’de günlük 89,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesine yükseleceği öngörülüyor. Bu artışın, karbon emisyonlarını azaltmayı ve kömürün enerji karışımındaki rolünü minimize etmeyi hedefleyen birçok ülke için doğal gazın tercih edilmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Petrol Talebi Üçüncü Sırada
2050 yılına kadar petrol talebinin, geçen yıla kıyasla günlük 16,7 milyon varil petrol eşdeğeri artışla günlük 109,6 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesine ulaşması beklenmektedir. Bu durum, petrol talebinin üçüncü sırada yer alacağı anlamına geliyor. Ayrıca, nükleer enerjide günlük 9,6 milyon varil petrol eşdeğeri, biyokütlede günlük 8,2 milyon varil petrol eşdeğeri ve hidroelektrikte günlük 4 milyon varil petrol eşdeğeri artış beklenmektedir. Bununla birlikte, kömür talebinin 2050’de günlük 28,9 milyon varil petrol eşdeğeri azalacağı öngörülmektedir. Kömür, bu dönemde talep düşüşünün beklendiği tek birincil yakıt olarak ön plana çıkmaktadır. Bu düşüş, birçok bölgede mevcut kömür yakıtlı termik santrallerin kapatılmasını ve yeni santrallerin inşasının sınırlandırılmasını amaçlayan sıkı enerji politikalarıyla ilişkilendirilmektedir.
Küresel Talepteki En Büyük Pay Petrolün
OPEC raporuna göre, enerji karışımında büyük değişimlerin beklenildiği bu süreçte, petrol ve doğal gaz küresel enerji arzı için önemini korumaya devam edecek. Petrol ve doğal gazın enerji karışımındaki payı, 2050 yılına kadar %53’ün üzerinde kalması öngörülmektedir. Buna göre, 2050 yılında petrol, %29,3 ile küresel birincil enerji talebinde en büyük paya sahip olurken, bunu %24 ile doğal gaz ve %14 ile diğer yenilenebilir kaynaklar takip edecektir. Kömür %13,1, biyokütle %10, nükleer enerji %6,5 ve hidroelektrik %3,1 paya sahip olacaktır.