BlueSky: Twitter Alternatifi Olarak Yükselişi
Twitter / X içerisinde başlangıçta yardımcı bir uygulama olarak ortaya çıkan BlueSky, kısa bir süre sonra bağımsız bir platforma dönüşerek dikkatleri üzerine çekti. Son zamanlarda, özellikle ABD Başkanlık seçimlerinden sonra, uygulamaya olan ilginin hızla arttığı bildiriliyor. BlueSky’ın son açıklamalarına göre, bir haftada bir milyon yeni kullanıcı platformda hesap açmış durumda. Bu süreçte, X’in Trump’ı desteklemesi nedeniyle büyük bir “hesap kapatma” dalgası yaşandı. Görünüşe göre, X’ten ayrılan demokrat parti destekçileri artık BlueSky’da toplanmaya başlamışlar.
X’e alternatif olarak düşünülen bir diğer platform ise, Zuckerberg tarafından geliştirilen ve ülkemizde henüz kullanılamayan Threads… Threads, şu anda 275 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu platform da Trump destekçileri tarafından pek sevilmiyor.
Romantik Ama Gerçekçi Olmayan Söylemler
BlueSky’ın kurucuları, bu platformun “milyarderlerin sahip olduğu ve büyük şirketlerin reklamlarını gösterip insanları bu ürünleri satın almaya yönlendirmek için kurulmuş bir sosyal medya hizmeti olmadığı” vurgusunu yaparak, daha fazla kullanıcıyı kendine çekmeye çalışıyor. BlueSky, kullanıcıların özgürce düşüncelerini dile getirebilecekleri bir alan sunacaklarını ifade ediyor. Ancak, geçmişte YouTube, Facebook, Instagram ve eski Twitter gibi platformlar da benzer söylemlerle ortaya çıkmışlardı.
Bir sosyal medya platformunun kullanıcı sayısı arttıkça, onu ayakta tutmak, altyapı maliyetlerini karşılamak ve hizmeti geliştirmek için finansman ihtiyacı doğuyor. Sonuç olarak, reklam verenlerden gelen paraya bağımlı hale gelen bu servisler, genellikle reklam verenlerin istemediği içerikleri kaldırmak veya sansürlemek zorunda kalıyorlar. Örneğin, Twitter’ı satın alan Elon Musk, “Bizim istediğimiz şekilde Demokrat Parti söylemlerine destek olmazsan, Twitter’dan reklamları çekeriz” diyerek tehditlerde bulunmuş ve “paralarını da alıp gidebilirler, hiç umurumda değil” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Buna bağlı olarak, “Bizim platformumuzda özgürlük olacak, sansür olmayacak” söylemleri, gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Sosyal medya servisleri, geniş bir kullanıcı tabanı oluşturana kadar romantik söylemlerle insanları çekmeye çalışıyorlar. Ancak, zamanla bu söylemler yerini gerçekçi ve zorunlu uygulamalara bırakmak zorunda kalıyor.