İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, farklı kültürlere sahip olmak, farklı coğrafyalarda yaşamak, sosyokültürel olaylar, yakın çevremiz, ailemiz ve tabii kişiliğimiz bizi dünyanın üzerinde yaşamını sürdüren tüm insanlardan farklı kılar.
Yolculuğumuza tüm bu etkenlerin varlığıyla, artılar ve eksilerle başlarız. Bu yolculuğun başlangıç noktası bizim etki alanımız dışında olsa da hayatımızın en önemli ve etki edilebilir kısmı bizimle ilgili olan kısmıdır. “Nedir bu kısım?” derseniz ben, ‘‘Kişinin kendini keşfettiği/tanıdığı kısım’’ derim.
Kendi yeteneklerinin, güçlü ve zayıf yönlerinin, becerilerinin, zaaflarının, duygularının farkında olmaktır kendini tanımak. Tüm bunların varlığını bilmek içinse kişinin zor da olsa, objektif bir şekilde kendini analiz etmesi gerekir. Kendini doğru analiz etmek burada kritiktir yani bir doktorun hastalığı yanlış teşhis etmesi yanlış tedavi uygulamasına neden olurken kendini doğru analiz edememek de o çok değerli dokunuşların yapılamaması, kendimizi iyileştirememek anlamına gelir. Bu nedenle kendimize şeffaf bir gözle bakarak analiz yapmamız şarttır.
Doğru analiz sonrasındaki odak noktamız, içinde bulunduğumuz koşullar çerçevesinde neler yapabileceğimizi tespit etmek olmalı. Bu tespiti yaparken ben derim ki kendinize bir iyilik yapın ve bir şeyin nasıl olamayacağından çok, nasıl olabileceğine odaklanın. Odak noktanız sizin aksiyona geçmenizde hayati önem taşır. Öğrenilmiş çaresizliklere, kısıtlara, olmazlara odaklanmak maalesef kişisel yolcuğumuzun çok uzun sürmeden hatta bazen başlamadan bitmesine neden olacaktır. Eğer odak noktamız kendi hayatımda neleri olumlu anlamda değiştirebilirim, karşılaştığım problemlerin nasıl üstesinden gelebilirim, farklı durumlar karşısında nasıl esnek ve çözüm odaklı olabilirim, nasıl yeni fırsatlar bulabilirim gibi bir bakış açısı olursa aksiyona geçmek kolay olacaktır.
Pozitif bakış açındaysanız, bilmenin farkında olarak harekete geçer ve her gün öğrenmeye devam edersiniz. Öğrenmek çok geniş bir kavramdır; bir enstrümanı çalmayı öğrenirsiniz, bir kitabı daha keşfedersiniz, bilmediğiniz bir yemek yaparsınız, balık tutmayı öğrenirsiniz, insanları dinlemeyi öğrenirsiniz, kendinizi ifade etmeyi öğrenirsiniz, başarılı olmayı öğrenirsiniz… Örnekler elbette sizin gelişim alanınıza göre değişkenlik gösterecektir. Aslında burada en önemlisi ve gözden kaçırılmaması gereken, içimizde var olan potansiyelimizin farkına varmak ve yolda olmayı keşfetmektir.
Yolda olmak yani sürekli öğrenmek, bizi yaşamın aktif oyuncusu yapar. Hayal ettiğimiz birçok idealin ete kemiğe bürünmesine olanak verir. Elbette öğrenirken aksaklıklar, tökezlemeler olacaktır. Bu durumları gelişimin, öğrenmenin bir parçası kabul etmek ve asla olumsuzluğa takılı kalmamak, sürekli ve yeniden öğrenmenin önemli, zor bir parçasıdır.
Öğrenmek keyiflidir, bizi biz yapar.
Nasıl bir heykeltıraş elindeki mermeri kırıp dökmeden, bilgiyle, cesaretle, incelikle, emekle görkemli bir heykele dönüştürüyorsa biz de kendimizin farkında olalım ve kendimizden görkemli bir heykel yaratalım.