Dünya nüfusunun hızla artması ve sağlıklı beslenme ihtiyacı, protein ve alternatif protein kaynaklarına olan ilgiyi artırmıştır. Geleneksel olarak protein ihtiyacı genellikle hayvansal ürünlerden karşılanmaya çalışılırken, iklim değişikliğiyle mücadelede bitkisel protein üretiminin önemi giderek artmaktadır.
Tarım sektörü, küresel iklim değişikliğine uyum sağlayacak sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu (S-ATP) tarafından başlatılan “Sürdürülebilir Alternatif Bitkisel Protein Zinciri” araştırması kapsamında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süreyya Özcan Kabasakal önderliğinde önemli çalışmalar yürütülmektedir.
Bitkisel Proteinlerin Sürdürülebilirliği ve Önemi
Doç. Dr. Kabasakal, hayvansal proteinlerin üretiminde daha fazla enerji ve alana ihtiyaç duyulduğunu ve sera gazı salımının yüksek olduğunu belirterek bitkisel proteinlerin sürdürülebilir bir alternatif olduğunu vurgulamaktadır. Rubisko enziminin tüm yeşil yapraklı bitkilerde bulunduğunu ve dünyada en yaygın protein kaynağı olduğunu ifade etmektedir.
Çalışma Alanı ve Hedefler
Araştırma kapsamında, farklı bitkisel kaynaklardan protein elde edilerek besin değerleri ve alerjen içerikleri incelenmekte, biyoteknolojik işlemler uygulanarak bitkisel proteinlerin gıda uygulamaları üzerinde çalışılmaktadır. Üzüm, elma, kavun ve çilek yaprakları üzerinde yoğunlaşılarak protein içerikleri araştırılmakta ve en yüksek protein içeriğine sahip ürünler hedeflenmektedir.
Değerlendirme ve Sonuçlar
Doç. Dr. Kabasakal’ın belirttiğine göre, bitkisel proteinlere olan talebin artmasıyla ortaya çıkan araştırma fikri, meyve yapraklarının atık olarak değerlendirilerek yaprak proteinlerinin besin değerinin yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmalar sonucunda soya proteinlerine benzer yapıda yüksek besin değerine sahip bitkisel protein kaynakları keşfedilmiştir.