Geleceğin Büyük Beklentileri ve Gerçekler
Teknoloji dünyasında pek çok uzman ve meraklı, yapay zekanın insan zekasını aşacağı, yani “tekillik” noktasına ulaşacağı anı büyük bir heyecan ve merakla bekliyor. Ancak, şu anki gelişmeler ve gözlemler, bu beklentilerin çok uzağında olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Büyük Dil Modelleri (LLM’ler) ve sohbet robotları, çoğu zaman bir çocuk seviyesindeki basit problemleri bile çözmekte zorluk yaşıyor; hatta bazen tamamen başarısız olabiliyorlar.
Görüntü üreten yapay zekalar ise, bir el, diş ya da dolu bir şarap kadehi gibi temel nesneleri bile doğru şekilde tasvir edemiyor. Üstelik, yapay zeka sistemleri, hâlâ “halüsinasyon” adı verilen, yanlış veya uydurma bilgileri makul ve ikna edici biçimde sunma konusunda oldukça eğilimli. Bu noktada, teknolojinin henüz olgunlaşmamış olduğu ve güvenilirlik açısından ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğu açıkça görülüyor.
Ancak, tüm bu sınırlamalara rağmen teknoloji devleri, yapay zekayı ürünlerine entegre etmek için büyük bir yarışa girişmiş durumda. Bu girişimlerde, büyük heyecan ve beklentilerle birlikte ciddi problemlerin de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Örneğin, Google’ın yapay zeka destekli özetleri (AI Overviews) ile ilgili yaşanan olaylar, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kullanıcılar, sıradan veya anlamsız bir arama sorgusunun sonuna “meaning” (anlam) kelimesini eklediklerinde, yapay zekanın hazırladığı cevapların çoğu, aslında tamamen uydurma ve gerçek dışı bilgiler içeriyor. Örneğin, bir kullanıcı Google’a “rainbow trout in a chocolate volcano meaning” (çikolata volkanında gökkuşağı alabalığı anlamı) şeklinde bir soru sorduğunda, yapay zeka oldukça detaylı ve ciddi bir açıklama sundu:
- “Bu ifade, genellikle şaşırtıcı veya beklenmedik kombinasyonları tanımlamak için kullanılan mecazi bir anlatım şeklidir. Alabalığın tazeliği ile çikolata volkanının tatlılığı ve zenginliği arasındaki zıtlığı ima eder.“
Elbette, böyle bir ifade gerçekte bulunmamaktadır. Ama yapay zeka, eğitim verilerindeki örüntüleri kullanarak, kulağa mantıklı gelen fakat tamamen uydurma açıklamalar üretmişti. Bu durum, sosyal medyada hızla yayıldı ve kullanıcılar çeşitli absürt kelime kombinasyonlarıyla yapay zekanın “yaratıcılığını” test etti. Ortaya çıkan cevaplar ise hem eğlenceli hem de düşündürücü nitelikteydi.
Ancak, bu eğlenceli gibi görünen olaylar, aslında yapay zekanın temel bir zaafını da gözler önüne seriyor: Gerçekleri kontrol etme yeteneği eksikliği. Günümüz sohbet botları, her şeyi bilen güvenilir bilgi kaynakları değil; daha çok, gelişmiş birer “otomatik tamamlama motoru” gibi çalışıyorlar. Bu nedenle, doğru cevap bulamadıklarında, bunu açıkça belirtmek yerine, kullanıcılara tatmin edici ve ikna edici uydurma bilgiler sunma eğilimindeler; bu da “halüsinasyon” olarak adlandırılan bir soruna yol açıyor.
Özellikle, bilgi sağlama konusunda temel misyonu olan Google gibi platformlar, bu hataları fark ederek, kullanıcıların herhangi bir saçma sorgunun sonuna “meaning” ekledikleri durumlarda AI özetlerini devre dışı bırakacak önlemler aldı. Bu adım, en azından belirli hataların yayılmasını engellemiş olsa da, yapay zekanın halen ciddi güvenilirlik sorunlarıyla mücadele ettiğini gösteriyor. Bu gelişmeler, yapay zekanın ilerlemesinde insan denetiminin ve sorumluluğun hâlâ hayati önemde olduğunu da ortaya koyuyor.