İklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapılacağı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) gerçekleşti.
Dünya liderleri iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik son planlarını açıklamak için Mısır’daki COP27 zirvesinde bir araya geldi. Mısır’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen COP27’ye 197 ülke temsilcisi katıldı.
15-16 Kasım 2022 tarihlerinde ise gerçekleştirilen konferansın “Bakanlar Zirvesi” bölümünde Türkiye’yi temsil etmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum zirvede yer aldı. Bakan Kurum’un iklim eylem planını, ulusal katkı beyanını uluslararası kamuoyu ile paylaştı.
COP27 Zirvesi’nde düzenlenen Biyoçeşitlilik Günü kapsamında hayata geçirilen ENACT (Hızlı bir İklim Dönüşümü için Doğa Temelli Çözümlerin Geliştirilmesi) Girişimi, doğal alanların ve biyoçeşitliliğin korunması ve kırılgan toplulukların iklim değişikliğine karşı dirençlerinin artırılmasını hedefliyor. ENACT’ın odak alanları ise; gıda güvenliği ve arazi verimliliği, uyum ve afet riski azaltımı, okyanuslar ve sürdürülebilir mavi ekonomi, kentsel dayanıklılık, yeşil-gri altyapılar, doğa temelli çözümler için özel yatırımların harekete geçirilmesi, sağlık ve iklim olarak belirlendi.
COP27 Biyoçeşitlilik Günü’ndeki oturumlarda, iklim değişikliğinin biyoçeşitlilik kaybı üzerindeki etkisinin azaltılması ve iklim değişikliğinden etkilenen toplulukları korunmasına yönelik girişim başlatıldı. Oturumlarda biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği arasındaki bağlantı ve ortak çözümlerin yanı sıra biyoçeşitlilik kaybıyla mücadele ve iklim eylemine yönelik faaliyetler tartışıldı.
COP27 Biyoçeşitlilik Günü, ENACT girişiminin de hayata geçirilmesini sağladı. ENACT girişimi ile kırılgan konumdaki en az 1 milyar insanın iklim krizinin etkilerine karşı korunması ve iklim dirençlerinin artırılması hedefleniyor. Girişim hedefleri arasında; 45 milyon hektar alanın korunması, 2 milyar hektar alanın sürdürülebilir yönetimi ve 350 milyon hektar alanın restorasyonu yoluyla yaklaşık 2,4 milyar hektarlık sağlıklı, doğal ve sürdürülebilir tarım ekosistemi niteliğindeki alanın güvenceye alınması, karbon açısından zengin karasal, tatlı su ve deniz ekosistemlerini korumak ve eski haline getirmek için küresel sera gazı azaltım çabalarının önemli ölçüde artırılması yer alıyor.